BEŞİKTEN MEZARA DEK ÖĞRENMEK

İnsanı diğer canlılardan ayıran vasıflarından birisi de Yüce Allah’ın ona verdiği idrak etme, kavrayabilme, sistematik bir şekilde öğrenebilme yeteneğidir. Bu dinamik süreç içgüdüsel olarak değil bizzat emekle, gözlemle, tekamülle ve azimle gerçekleşir.

Öğrenmek çaba gerektiren bir süreçtir.  Öğrenme ile ilgili pek çok metot geliştirilmiş, kategorize edilerek farklı deneyimler esas alınmıştır. Öğreten kadar öğrenenin de çok iyi tahlil edilmesi bu eğitim süreçlerinde verim alınabilmesi için şarttır.

İyi öğreten ya da iyi öğrenen olabileceği gibi, bunlardan birisinin normal ya da altında olacağı durumlar da mümkündür. Öğreten öğreneni çok iyi analiz edebilmeli, suyu boşa akıtmamalıdır.

Bir kuşa yüzmeyi öğretmenin mümkün olmadığı gibi bir balık da ne kadar muhteşem bir zekaya sahip olsa da uçamaz. Bu misal ‘kapasite’ gerçeğini göz önüne sermektedir. İnsanın bir kapasitesi ve algılama durumu vardır.

Çok zeki insanlar bazı konularda çok başarısız olabilir. Eğitim sistemlerinin tek tip, ezberci, standart olduğu ülkelerde büyük hedefleri olan nesiller de neredeyse muhal gibidir.

Çok iyi matematik yapanın daha hızlı paragraf soruları çözenin kazandığı bir sınav sistemi nesilleri adeta prangalara bağlamıştır. Bir pranga da müfredattır. Öğrenciyi esas alan bir eğitim sistemimiz olmadığı gibi öğretmenin de elini kolunu bağlamıştır ne yazık ki.

Oysa öğretmek çok katmanlı bir süreçtir. Öğrenmek kadar meşakkat isteyen aşamaları vardır.  Bir kere insan psikolojisinden iyi anlamalı ve kişinin kapasitesini ölçebilmelidir. Aksi halde dolu bir kabı taşırmak yahut kocaman bir kazana bir bardak katmak faydasız bir eylemdir.

Öğrenmek hiç bitmeyen bir süreçtir. İnsan doğduğu andan vefat edeceği zamana kadar daima öğrenir.  ‘’Beşikten mezara kadar ilim öğrenmek’’ bize dinimizin emridir.  Yaşam rehberimiz, daima başöğretmenimiz  Peygamber Efendimiz’in (sav) ‘’ İlmin Çin’de olsa bile alınması ‘’ gerektiğini vurgulaması bu sürecin meşakkatli de olsa emek de gerektirse ne büyük bir öneme sahip olduğunu göstermektedir.

Peygamber Efendimiz ( sav) insanlık tarihinin en büyük öğretmenidir. O, gönderildiği toplumda en vahşi insanları bile sabırla eğitmiş ve bu muhteşem öğretme metotları ile her birini insanlık için büyük şahsiyetler haline getirmiştir. Vahşice, kabaca, insanlıktan uzak yaşayan bir toplumda yetişen bu fertler,  Efendimizin (sav) eğitim sürecinden geçtikten sonra inanılması güç değişimler yaşayarak ideal insan olmuşlardır.

Efendimiz (sav) her insanın kapasitesini çok iyi görmüş, herkese farklı bir yöntemle eğitim vererek tarihin en büyük öğreteni olmuştur.

Bizim her alanda olduğu gibi eğitim konusunda da başvuracağımız en büyük rehber Efendimiz (sav)’dir. 

Yüce Allah bize örnek olarak Efendimizi işaret etmiştir. Bir öğretmen olarak, bir komutan olarak, bir devlet idarecisi olarak, bir baba olarak, bir arkadaş olarak, bir komşu olarak, bir insan olarak üsve-i hasenedir O (sav)…

Bugün dünyada beşerin adeta yaydan çıkmış bir ok gibi savrulmasına tanıklık ediyoruz. Öğrenmeyi seküler bir gaye edinmek bu işi de bulandırmadı mı? Daha fazla para için öğrenmek, daha hırslı bireyleri birer yarış atına çevirerek adeta oradan oraya koşturmak, eğitim sistemlerinin kocaman bir balon olduğunu gösteriyor. İnsanlık kaybediyor.

Günden güne yitiriliyor insanı insan yapan değerler. Vahiy esaslı bir toplumun gaye edindiği iyiyi, doğruyu, erdemi öğretme terk edilince seküler esaslı eğitimin de günümüzde parayı, kişiselliği, egoyu telkin etmesi öğrenme serüvenini de amacından saptırdı.

Her şeyden önce öğrenmenin gerçek gayesi öğretilmelidir insanlara. Yarış atı muamelesi yapılan bireyler yaşama gayesini bulamayınca koşmaya devam edecek. Bu hız da kontrolsüz bir hız olduğundan durmak mümkün olmayacak.

Sonuç ise vahim olacak bilmem söylemeye gerek var mı?

Ümit varız ki hâlâ iyiyi, güzeli, doğruyu öğreten öğretmenler var. Bu eli öpülesi insanlara Allah’tan güç diliyor, muvaffak olmalarını temenni ediyorum.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Tahir Sağır -


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Sonsöz Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Sonsöz Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Sonsöz Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Sonsöz Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Malatya Markaları

Sonsöz Gazetesi, Malatya ile özdeşleşen markaları ağırlıyor.

+90 (422) 323 52 92
Reklam bilgi

Anket Malatya Büyükşehir Belediye Başkanlığı İçin Kime Oy Vereceksiniz?