Mehmet Ziya, Diyarbakır’da doğmuş varlıklı bir ailenin evladıdır. Erken kaybettiği babasından, amcasından ve felsefe öğretmeninden etkilenmiştir. Diyarbakır’da eğitiminin ilk aşamalarını görmüştür. Askeri Rüştiye’de okudu. Bunun sonrasında Mülkiye İdadisi’nde eğitim görürken dâhil olduğu bir eylem sebebiyle, okuldan atılmıştır. Okulda soruşturma geçirmesine neden olan eylem de “padişahım çok yaşa” diye vatandaşa slogan attıranlara “milletim çok yaşa” ifadesini kullanmasından kaynaklı olmuştur. Bu olaydan ayrı olarak okulun süresi beş yıldan yedi yıla çıkınca bu okuldan ayrılmıştır.
Gökalp’in daha sonra fırtınalarla, hapis ve sürgünlerle dolu yaşamı, aslında, ülkesinin de bir özetini takdim etmektedir. İmparatorluğun en uzun yüzyılı biçiminde anlatılan çocukluğunun geçtiği yüzyılın sıkıntılarını da yaşamıştır.
Babasının ölümü ile amcası tarafından üstlenilen eğitimine daha sonra İstanbul’da Baytar Mektebi’nde devam eden Gökalp, burada da okurken hapse gönderilmiştir. Hapisten çıktıktan sonra memleketine çağrılıp amcası kızı ile evlendirilen Gökalp, İttihat ve Terakki Hükümeti kuruluncaya kadar İstanbul’a gelememiştir.
Burada Fransız Sosyolojisinden tercümeler yapmış ve bunları çıkardığı Küçük Mecmua’da yayınlamıştır. Sonrasında Selanik’te Jön Türklerle tanışmış ve bazı cemiyetlerin kuruluşunda yer almıştır. Selanik’teyken Yeni Mecmua adıyla dergi çıkarmış ve o dergide de sosyolojik araştırmalar ve Fransız sosyologlarından çeviriler yayınlamıştır.
Bunlardan ayrı olarak dünyadaki Türklerin birleşmesi ülküsünü Genç Kalemler Dergisi’nde yayınladı. Bir bakıma ilk Turan Ülküsünü o zaman ele almıştır.
İttihat ve Terakki Partisi iktidara gelince Gökalp Diyarbakır Mebusu olarak meclise girmiştir. Daha sonra da eğitim verme hayatını tercih ederek Darulfinun-i Osmani’de sosyoloji kürsüsünü kurup orada kürsü başkanlığı yapmıştır.
Malta Sürgününün sona ermesinden sonra yurda döndüğünde Ankara’ya gelmiş ve bir müddet sonra Atatürk tarafından da Diyarbakır Mebusu seçilmiştir.
Gökalp, hem İttihat ve Terakki döneminde hem de Milli Mücadele Döneminde iktidara yakın olması sosyolojinin Türkiye’nin resmi yaşamında gündeme getirmesini sağlamıştır. Bu durum, Ziya Gökalp’i Türkiye’nin ilk sosyoloğu yapmıştır.
Özellikle Fransız Emile Durkheim’ın Türkiye’deki temsilcisi gibi olmuştur. Bununla da kalmamış, Türkiye’de bir ekol haline gelmiştir. Türk Sosyolojisinde bir Ziya Gökalp Ekolü ortaya çıkmış ve gelişmiştir.
Bütün bunların yanı sıra, Gökalp sadece sosyoloji alanında eserler ortaya koymakla kalmamış, aynı zamanda; edebiyat, dilbilimi, tarih, edebiyat tarihi, kültür tarihi, Türk Medeniyeti Tarihi, eğitim, Türk Eğitim Tarihi gibi alanlarda da öncü bilim insanı olmayı başarmıştır.
Gökalp’in bir farklı yönü de Türk kavramını unutmuş bir devlet ve millete, 300 yıl aradan sonra, Türk Kavramını hatırlatan âlim olmasıdır.
Yer yer Türk’üm demenin yasak bile sayıldığı uzun bir dönemden sonra İslamiyet öncesindeki Türk varlığını hatırlatmış olan Gökalp; Türk Ailesi, Türk Töresi, Türk Ahlakı, Türk Medeniyeti, Türkçülüğün Esasları, Türkleşmek-İslamlaşmak-Muasırlaşmak adlı eserlerinde günümüzde bile aşılamayan güçlü literatür çalışmasını ilim dünyasının hizmetine takdim etmiştir.
Türk Literatürüne katkısının yanında, Türk Düşünce Hayatına da etkin ve fiili katkılara sahip bir aydın olan Gökalp, Türk Aydınlarındaki millilik sorununu da araştırmalarına konu edinmiştir.
Ayrıca, Gökalp, Türklük bilinci, milli kimlik, aydın kimliği, kültür, medeniyet, milletleşme, eğitim, dini hayat, din eğitimi gibi konuları da derinlemesine işlemiştir.
Gökalp gibi aydınları ve düşünce dünyalarını ortaya çıkaran olgu yaşadıkları dönemin koşullarıdır. Bu koşullar sürekli mağlup olup toprak kaybeden bir devletin birliğini korumak amacını taşıyan düşünce dünyasını ortaya çıkarmaktaydı.
Gökalp’in yaşadığı dönemde, Türkiye’de dört düşünce eğilimi mevcuttur. Bunlar: Osmanlıcılık, İslamcılık, Batıcılık ve Türkçülük ’tür. Bu fikir akımlarının hepsinin takipçileri vardı. İlk önce birliği dağıtmamak duygusuyla popüler durumda olan düşünce akımı Osmanlıcılık idi.
Bu görüş popülaritesini gayri müslimlerin çoğunluğunun isyan edip de farklı devletler kurmayı başarmaları olgusuna kadar devam ettirdi. Bundan sonra Osmanlıcılığa karşı ilgi çok azalmış oldu. Bu defa İslamcılık aydınlara cazip gelmeye başladı.
Arapların ve Arnavutların isyanı üzerine bu görüş de popülarite kaybına uğramış oldu. Geriye Batıcılık ve Türkçülük kalmıştı. Bu iki görüşün seküler yapıya uygun olması da birbirlerine yaklaştıran bir yapıyı uhdesinde barındırıyordu.
Bütün yurdun Birinci Dünya Savaşı sonrası işgal edilmesi üzerine kurtuluş için reçetenin en güçlü sahibi Türkçülük olarak öne çıkıyordu. Gelişmenin kaynağı Batı olduğu için de reformların hedefinin Batı olması gerçeğinden ötürü Batıcılık da önem kaybetmeden varlığını sürdürüyordu.
Ziya Gökalp’in bu görüşlerle bağlantılı olarak analiz edilmesi sonucunda şu görüşler öne çıkmaktadır: Ziya Gökalp, Türkçülüğün ideoloğu olarak öne çıkan bir profildir. Aynı zamanda Atatürk İnkılaplarının da önemli oranda fikir babalığını yapmış bir yüce şahsiyettir. Ancak, gerçekte, Gökalp bir sentezcidir.
Yani Türkçülük, İslamcılık ve Batıcılık fikrinin sentezini yaparak görüşlerini geliştirmiş bir kimliğin mensubudur. Batıcılığı daha çok çağdaşlaşma anlamına gelen muasırlaşma ile ele alan Gökalp, Türkçülüğün Esasları’nın da yazarı konumundadır.
Belli ölçülerde Türklüğü İslamiyet’ten bağımsız olarak da ele almak istemeyen Gökalp’i de görebilmekteyiz. Ancak bir farkı da öne sürmemizin gerekli olduğunu ifade edebiliriz.
O da İslamiyet öncesi Türk Tarihi ve Medeniyetine vurgu yapmasıdır. Bu vurgu ile İslamiyet’e önem verip Müslüman olmayan Türklerin de varlığını bilmek ve ona göre tezler geliştirmek fikrini Gökalp’te görmemiz anlamına gelmektedir.
Gökalp’i günümüzde öne çıkaran hususlardan biri de Türkiye dışındaki coğrafyadaki Türklerle de ilgilenmesidir. Bir bakıma, bugünkü Türk Dünyası fikrini Turan Coğrafyası adıyla sistemleştiren ve şiirlerine konu eden Gökalp, günümüzdeki Türk Devletleri Teşkilatı fikrinin de ilham kaynağı olmuştur denilebilir.
Osmanlı Dönemi’nde de Cumhuriyetin teşkil aşamasında da etkin rol almış fikir adamı olan Ziya Gökalp’in fikrilerinin icraata geçirilmesinin adresi de Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK olmuştur. Özellikle, Gökalp’in toplumsal yapının çağdaşlaşması konusundaki fikirlerinin hayata geçirilmesi; bugünkü laik, demokrat, sosyal, hukuk devleti modelinin tesisi ile kendini ortaya koymuştur.
Türk Toplumsal Yapısının her meselesi ile ilgili analizlere sahip olan Gökalp’in bütün bilim alanlarına kaynaklık eden yapıya sahip oluşu da boşuna değildir.
Sosyologların ilk sosyolog olarak takdim ettiği Gökalp, aynı zamanda halkbilimcidir, dilbilimcidir, edebiyat ve tarih âlimidir. Bundan ötürü herkes ondan kendine has mesajları kolaylıkla bulacaktır.
Diyarbakır’dan başladığı hayat serüveni Cağaloğlu’ndaki Türk Ocağı Bahçesi’ndeki ebedi istirahatgahında son bulmuş olan Gökalp, gelecek yüzyıllardaki Türk Gençliğine de feyiz kaynağı olacak örnek ilmi şahsiyettir.
Yorum yazarak Sonsöz Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Sonsöz Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Sonsöz Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Sonsöz Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Sonsöz Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Sonsöz Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Sonsöz Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Sonsöz Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.