AZİZ SANCAR ÜNİVERSİTESİ

Devlet üniversite isimlerini incelersek birinci sırada Cumhuriyet dönemi siyasetçiler ile Cumhuriyet öncesi döneminde padişah ve hükümdarlar yer almaktadır. Diğer bir deyişle yöneticiler üniversite isimleri sıralamasında ilk sıradadır. Buna karşılık çok daha az sayıda devlet üniversitesine bilim insanının adı verilmiştir. Hâlbuki üniversiteler bir ilim yuvası olduğuna göre üniversitelere çoğunlukla bilim insanlarının isimlerinin verilmesi daha uygun olmaz mı?

Nobel kayıtlarına Türk-Amerikalı bilim insanı olarak geçen, böylece bilim alanında Nobel alan ilk Türk olan Aziz Sancar hepimizin gururudur. 

1946’da Mardin-Savur’da Sancar ailesinin yedinci çocuğu olarak doğdu. İlk ve orta öğrenimini Mardin’de, lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesinde tamamladı. Yirmi altı yaşında ABD’ye gitti ve hep orada kaldı. Bilimsel hayatı iki soruya yanıt aramakla geçti: ‘DNA molekülü nasıl tamir edilir?’ ve ‘Biyolojik saat nasıl çalışır?’ DNA hasarının tamiri konusunda yaptığı çalışmalarla 2015 yılında Nobel Kimya Ödülü’ne layık görüldü.

Ömrünü bilime adamış Aziz Sancar’ın bir devlet üniversitesine adının verilmesi gerekmez mi?

Üniversite isimleri ağırlıklı olarak bilim insanları isimlerinden oluşacaksa bu konuda akla gelen bir diğer isim Fuat Sezgin’dir. Bilimler tarihi alanında yaptığı çalışmalar ve ortaya koyduğu eserlerle dünyanın en önemli otoritelerinden kabul edilen Fuat Sezgin, 24 Ekim 1924’te Bitlis’te dünyaya geldi. Akademiye, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Şarkiyat Enstitüsü’nde başladı. Burada, Alman oryantalist Hellmut Ritter’in talebeliğini yaptı. 30 Haziran 2018 yılında 93 yaşındayken vefat etti. Doksan üç yıllık ömrüne onlarca eser, tez ve görüş sığdırdı. İslam tarihi, bilim ve teknoloji tarihi alanındaki çalışmalarıyla günümüze ışık tutan görüşlerin fikir babası oldu.

Fuat Sezgi’nin bir özlü sözüyle bu yazıyı bitirmek gerekirse;

Bilginin zevkine varıp okumak o kadar güzel ki, başlayınca sürüklüyor insanı…