TDK AKADEMİSİ

Hepimizin bildiği gibi Mustafa Kemal Atatürk, Türk Dil Kurumunu (TDK) Türk diliyle ilgili tüm faaliyetlerin yürütüldüğü bir birim olarak tasarlamıştır. Tasarlamakla da kalmayıp bu kurumun tüm giderlerini karşılamak üzere Türkiye İş Bankası A grubu hisselerini bu kuruma bağışlamıştır. Bu da kurumun mali özerkliği açısından önemlidir.

Cumhuriyetin 100. yılına geldiğimiz bugünlerde TDK’nın genel anlamda değerlendirilmesi gerekmektedir. Türk dilinin bilim dili olması için nasıl bir stratejiyle yol alması masaya yatırılmalıdır.  Bana göre TDK’nin "normal devlet dairesi" işleyişinden çıkıp bir "akademi" işleyişine geçmesi gerekir. Bu şekilde yeni bir yapılanmayla kuruma taze bir kan gelecek ve bu taze kan her türlü Türkçe sözlüğün takipçisi ve icracısı olacaktır.

Leksikoloji sözlük bilimi, leksikolog sözlük bilimcisidir. Türkiye’de lisans seviyesinde leksikoloji eğitimi yoktur. Sadece yüksek lisans seviyesinde olup doktora eğiminde de bu eğitim bulunmamaktadır. Sözlüklerimizi oluşturmak ve geliştirmek için leksikoloğa doğal olarak ihtiyacımız vardır. İşte bu noktada düşündüğümüz TDK akademisi, sözlük bilimi alanında yüksek lisans ve doktora programları açarak leksikolog eksikliğini tamamlayacaktır.

Terim sözlükleri hazırlanmasında sadece ilgili alanın bilim insanlarının bir araya gelmesi yetmez. Bu tür çalışmalarda mutlaka leksikoloğun da yer alması gerekir. Halbuki şu andaki uygulama bunun tam tersine olup terim sözlükleri sadece dil bilimcileri veya sadece çıkarılacak sözlüğün uzmanları tarafından hazırlanmaktadır. TDK akademisi kurulduğu takdirde bu kurum dışında resmi hiçbir kurumun sözlük hazırlamaması gerekir. Tüm resmi yazışmalarda, ÖSYM’nin hazırladığı sınavlarda ve MEB’in hazırladığı kitaplarda TDK akademisinin kurallarının uygulanması zorunlu olmalıdır.