AŞI KARARSIZLIĞINA HAYIR

Sağlık Bakanlığı aşıyı şöyle tanımlamaktadır; “İnsan ve hayvanlarda hastalık yapma yeteneğinde olan virüs, bakteri vb. mikropların hastalık yapma özelliklerinden arındırılarak ya da bazı mikropların salgıladığı toksinlerin etkileri ortadan kaldırılarak geliştirilen biyolojik ürünlere aşı denir.” Aşı, insanları hastalıklardan ve hastalıkların neden olduğu sonuçlardan koruyabilmek için sağlam ve risk altındaki kişilere uygulanır.

Aşılanmayla çiçek hastalığı 1979’da tamamen ortadan kaldırılırken çocuk felci ve yenidoğan tetanosu da dünyanın büyük kısmında ve ülkemizde elimine edildi. Buna rağmen Dünya Sağlık Örgütü 2019 yılının en önemli 10 sağlık sorunundan biri olarak gösterdiği aşı kararsızlığı giderek artmaktadır.

Tüm aşılar yüzde yüz oranında koruyucu değildir. Örneğin grip ve kovid aşılarının koruyuculuk oranı %60 civarındadır. Halbuki kızamık, tetanos, suçiçeği gibi aşıların koruyuculuk oranı %90’ın üzerindedir. Bizlerin bu oranları bilmemiz aşıdan ne kadar fayda sağlayacağımız hakkında bilgi verir.

Çocuğuna aşı yaptırmayan ebeveynlerin bunun sonuçlarına da katlanmaları gerekmektedir. Şöyle ki sağlık hizmetlerini devletin genel sağlık sigortasından alan aşı kararsızlarının, aşıyla korunan hastalığa tutulan çocuklarının tedavi giderlerini devlete yüklemeyip kendilerinin karşılaması zorunlu olmalıdır.

Bu konuya katkı sağlamak için İnönü Üniversitesi Yayınevinden çıkan, öykülerle konuyu anlatan "Aşı kararsızlığına HAYIR" adlı kitabın tam metnine aşağıdaki linkle ulaşabilirsiniz.

https://www.nadirhastaliklar.org.tr/wpcontent/uploads/2021/09/Asi_Kararsizligina_HAYIR.pdf

Eğitim düzeyinin aşı kararsızlığı üzerindeki etkisi nasıldır?

Aşı kararsızlığı konusunda eğitim yapılarak bu sorunun önüne geçilebilir mi?

Ülkemizde üretilen aşıların kullanımı aşı kararsızlığını azaltır mı?

Bu gibi soruların cevapları bize çözüm için yol gösterecektir.