REKTÖR OKULU

Şu günlerde yaklaşık 20 üniversitede rektör ataması yapılmaktadır.

 Bunların içinde İnönü Üniversitesi de bulunmaktadır.

Prof. Dr. Ahmet Kızılay’ın sekiz yıl süren iki dönem rektörlüğünden sonra yeni rektörün atanması gündemimizin önemli olaylarından biri olmaya devam etmektedir.

Mevcut işleyişe göre rektör olmak için sadece profesör olmak yeterli bir kriterdir. Ama detaylı düşünecek olursak rektör olarak atanacak kişinin üniversitenin başlıca dört fonksiyonu hakkında yeterli bilgi ve tecrübeye sahip olması gerekmez mi?

Bildiğiniz gibi üniversitenin başlıca işlevleri; eğitim, araştırma, hizmet ve bulunduğu topluma katkı sağlamaktır.

Rektör olmak için gerekli standartların belirlenmesi çok önemlidir. Örneğin eğitimle ilgisi olmayan bir profesörün rektör olarak atanması ne kadar doğru olur ya da araştırma yapmamış bir profesörün rektör olması üniversitenin bu yönde gelişmesine nasıl bir katkı sunar?Rektör atanan kişi rektörlük görevi konusunda ne kadar yetkin? Örneğin çocuğunuzun dişi ağrıdığında bu konuda eğitim almış bir uzmana götürürsünüz. Arabanız bozulduğunda bu konuda tecrübeli ustalardan yardım alırsınız. Halbuki rektör olacak kişi, rektörlük konusunda eğitilmemiş, bu konuda ilgili okula, kursa gitmemiştir. Kısacası yapacağı uygulama, kendi sınırlı tecrübelerine veya etraftan duyduklarına bağlı olacaktır.

Bilimsel bir yapı olan üniversitelerde rektörlük görevi konusunda bilimsel olarak yetişmemiş bireyin rektör olması söz konusu olacaktır. O nedenle rektör adayı rektör olmadan önce gerekli eğitimleri almalı ve bu donanıma sahip olanlar arasından rektör seçilmelidir. Veya rektör olduktan sonra bu konuda yeterli bir eğitim alarak göreve başlamalıdır.

Bir rektör adayının liderlik, hitabet, kriz yönetebilme, öngörülü olma, adalet, merhamet, ileri görüşlülük gibi yöneticilik vasıflarının olması şarttır.

Ülkemizin daha da ileri gitmesi için bilimin kaynağı üniversite yöneticilerimizin liyakatli olması çok büyük önem arz etmektedir.