OSMANLI'DA DEVŞİRMELERİN EĞİTİMİ

Saray için ayrılacak olanları ya yeniçeri ağası arz eder veya saray ağası seçerdi. Devşirilen çocukların iyi görünenleri, özel bir terbiye verilmek üzere padişaha ait Edirne Sarayı, Galata Sarayı, İshak Paşa Sarayı, İbrahim Paşa Sarayı gibi saraylara gönderilirdi. Aralarından kabiliyetli olanlar Topkapı Sarayı'na alınır, diğerleri ise kapıkulu süvari bölüklerine verilirdi.

Gürbüzce olanlar Bostancı Ocağı için ayrılırdı. Geri kalanları ise, ileride yeniçeri olmak üzere Anadolu’ da ki Türk köylülerinin yanına, ya da bostancı adıyla İstanbul'daki sarayların bahçelerine verilirdi. Onlar buralarda Türkçeyi ve Türk adetlerini öğrenirler ve İslamiyet’i kabul ederlerdi. Saraylarda 5-7 yıl arasında sıkı bir eğitim gördükten sonra, ikinci bir elemeye tabi tutulurlar ve en seçkinleri Topkapı Sarayı'na alınırlardı. Burada küçük oda ve büyük oda adı verilen saray kolejinde Türkçe, Arapça, Farsça, edebiyat, tarih, matematik, güzel sanatlar ve musiki dersleri görürlerdi. Ayrıca her birine pratik bir el sanatı öğretilirdi.

Bunun yanında ok atmak, cirit oynamak, ata binmek, güreşmek gibi bedeni sporları da öğrenirlerdi. Türkçe veya yöre dilini öğrenip, İslam’ı benimserlerdi. Belli bir aşamadan sonra acemi oğlanlar ocağına alınırlar, buradaki sebat ve eğitimleri neticesinde yeniçeri ocağına geçerlerdi.

Her bir öğrencinin kapasitesine göre, onları en alt seviyeden en üst seviyeye kadar kamu hizmetine yerleştiriyordu. Buna, askere alma işi çeşitli vilayetler arasında sırayla gerçekleştirildiği için rotasyon anlamına gelen “devşirme” adı veriliyordu.

Ailelerinden alınan çocuklar, önce kırsal bölgede tarımsal faaliyette bulunan Müslüman ailelerin yanına verilirdi. Bundan amaç,  burada kaldıkları süre içinde çocukların yerli kültürle temasa gelmelerini sağlamaktı. Böylece devşirmeler, bahçıvanlıktan Sadrazamlığa kadar değişen çok farklı mesleklere sahip olabiliyorlardı. Aldıkları ödüller de rütbe, güç ve para olarak, buna paralel şekilde birbirinden çok farklıydı.

Başarının anahtarı yetenek ve gönüllülüktü; ailelerin sosyal durumu hiçbir anlam ifade etmiyordu. Onlar devşirilirken aileleriyle bütün bağları kesilmiş ve hepsine tek bir hukuki statü verilmişti. Sadrazamdan bahçıvana kadar hepsi padişahın tebaasındandı ve tam bir teslimiyetle ona itaat etmeleri bekleniyordu.

Devşirilen öğrencilerin en az zeki olanları saray bahçıvanı yahut denizci yapılıyor, bunların bir üst zekâ seviyesindekiler yeniçeri daha yüksek seviyedekiler tımarlı sipahi oluyordu. En zeki olanlar ise İmparatorluğun idari kademelerinde görev almak üzere ayrılıyor ve sonunda vilayetlere vali yahut Padişahın Divanına üye, ya da Sadrazam olabiliyorlardı.

Bunların arasından Mahmud, Gedik Ahmed, Makbul İbrahim, Sokullu Mehmed, Ferhad, Lala Mehmed, Kara Murad, Kemankeş Mustafa Paşalar ve Köprülü ailesinden değerli sadrazamlar çıkmıştır. Zira Osmanlılar sadece Slav, Boşnak ve Bulgarlardan değil İslâm'ın zuhurundan önce Hıristiyan olan Rum ve Ermenilerden de devşirme yapmışlardır.

Devşirme uygulamasını köle sistemiyle bağdaştırmak da zordur. Çünkü devşirmeler, hür olduklarında tereddüt bulunmayan gayri Müslim tebaanın çocuklarıdır.   

Eğitim çetin, yoğun rekabetçi ve seçici, daha ileri sınıflara hak kazanan çocuklar için ise kapsamlı idi. İleri sınıflardaki eğitim, Fars ve Arap edebiyatını da içine alıyordu. Çocuklara Müslüman olmaları için baskı yapılmazdı; zaten buna lüzum da yoktu. Sonunda hepsi de Müslüman oluyordu. Aileleriyle irtibatları kesildikten sonra katıldıkları kamu kurumunun onlar üzerindeki etkisi karşı konulamaz seviyedeydi. 

Özellikle Rumeli’den alınan devşirmelerin yetiştirilme sisteminde Osmanlı Padişahları sıkı eleme, çetin eğitim ve denemenin ardından Devletin en önemli görevlerini emanet ediyorlardı. Osmanlı İmparatorluğunun bu dönemlerinde eğitim sistemi içersin de yetişmiş kişileri kıdeme göre atamaya ve yeteneklerine göre görevler tahsis etmişlerdi. Yetişmiş ehil insanların yönetim becerisi ve kalitesi hayatın her alanına sirayet ettiği gibi devletin çarkının güçlü şekilde dönmesini sağlıyordu. Asıl gaye ise, devletin başına geçecek deha çapında, müstesna kabiliyetleri bulmaktı.

Seçilerek büyük saraylarda özel eğitime alınmış olanlar ise ikinci bir elemeye tabi tutulurlar ve daha seçkin olanlar, devlet kademesinde belli hizmetlere getirilmek amacıyla eğitilmek üzere Enderun’a alınırlardı. Enderun eğitim ve öğretimini bitiren en yetenekli talebeler, iç-oğlanı olarak Has Oda, Hazine Odası, Kiler Odası gibi padişaha en yakın görev yerlerine atanıyorlardı. Diğerleri de Kapıkulu süvari birliklerinin en üst mevkilerine yükselecek şekilde görevlendiriliyorlardı.

Yine bunlar arasında en yetenekli ve güvenilir olarak görülenler sancak beyliklerine, oradan da tecrübelerini geliştirmesiyle beylerbeyliğine, divan vezirliklerine ve veziri azamlığa getiriliyorlardı.

Büyük ve küçük oda’ da eğitim gören iç oğlanları, tekrar bir elemeye tabi tutularak padişahın şahsi hizmetlerine mahsus daha üst mevkilere terfi ettirilirlerdi. Geri kalanları da kapıkulu süvari bölüklerine ve silahtarlar bölüğüne verilirdi.

Padişahın şahsi hizmetini gören odalar sırasıyla şunlardı;

Has Oda: Fatih tarafından kurulan bu odanın amiri has odabaşı idi. Onun vazifesi padişahın soyunup giyinmesine yardım etmekti. Has Oda’da eğitim gören iç oğlanlarının sayısı 40 civarında idi. Görevleri padişahın şahsi hizmetlerini görmek ve sarayda iken muhafazasına bakmaktı. Has Odabaşı’ndan ayrı olarak padişahın silahını taşıyan Silahtar, padişahın dış elbiselerine bakan çuhadar, ayakkabı ve çizmelerinden sorumlu rikabdar, iç çamaşırlarına bakan dülbend oğlanı da bu odanın mensubudurlar. Bunlar en yüksek rütbeli iç oğlanı idiler. 16. yüzyıla doğru sayıları 12'ye çıkmıştır.

Hazine Odası: Padişahın özel hazinesi, mücevherat ve değerli eşyasının muhafaza edildiği bu odada 60 kadar iç oğlan mevcuttu. Hazinedarbaşı denilen bu odanın amiri sarayın en nüfuzlu şahsiyetleri arasında gelirdi. Bu oda da Fatih tarafından teşkil olunmuştu.

Kiler Odası: Fatih zamanında kurulmuş olan ve kilerci koğuşu da denilen bu bölüm ün amiri Kilerci başı idi. Kilerci koğuşunda 30 civarında iç oğlanı hizmet ve eğitim görüyordu. Bunların görevi padişahın ve hareminin her türlü yiyecek ve içecek ihtiyacını temin etmek, sofra hizmetlerine bakmaktı.

Seferli Odası: 4. Murad tarafından teşkil edilen bu odanın mensupları musikişinas, hanende, sazende, kemankeş, pehlivan, berber vs. olarak yetiştirilmiş iç oğlanlarından oluşuyordu. Sarayın dilsiz ve cüceleri de burada eğitim görürlerdi. Bu odanın amiri aynı zamanda büyük Oda’nın da amiri olan saray kethüdası idi. İç oğlanları, kendilerine gösterilen görev ve hizmetleri sıkı bir disiplin altında yaparlardı. Bu odalarda da tahsil ve terbiyeye devam edilirdi. Her odanın muhtelif dersler veren hocaları vardı. Bu odalar, hadım ağalarından bir ağanın idaresinde idi. Akağalar da denilen bu yüksek dereceli subayların vazifesi şu şekilde idi;

Hapı Ağası: Bütün sarayın amiri olan babüs-sa'ade ağası, çok nüfuzlu bir şahsiyet idi. Gazanfer Ağa: gibi bazı ağaların nüfuzu veziriazamları gölgede bırakabiliyordu Saray Kethüdası: Babüs-sa'ade ağasıdan sonra sarayın yetkili amiridir. Saray Kethüdası, büyük Oda’daki iç oğlanlarının müdürüdür.

Oda Kethüdası: Küçük Oda’daki iç oğlanlarının reisidir.

Has Odabaşı: Has Oda’da padişahın şahsi hizmetleriyle görevli en yüksek rütbeli subaydı.

Kilercibaşı: Kiler Odası’nın amiri idi.

Saray Ağası: Sarayın temizlik ve intizamından sorumlu idi.

Padişahın yakınında, şahsi hizmetlerinde bulunan bu iç oğlanları, her 5-7 senede bir, ya da yeni bir padişahın tahta geçmesi dolayısıyla saray dışındaki vazifelere tayin olunurlardı. Buna çıkma denirdi. Has oda, hazine ve diğer odalardaki iç oğlanları Birun'da; müteferrikalık, çaşnıgirlik hizmetlerine ya da altı bölük halkı denilen kapıkulu sipahi bölüklerine atanırlardı. Has odabaşı, silahdar, çuhadar gibi bu odaların subayları olanlar ise taşrada, sancakbeyliğine atanırlardı. Bu sırada yaşları 40'a yaklaşmış olurdu.

Uç sancaklarında harp usullerini ve devlet idare sanatını öğrenen bu beylerin en kabiliyetlileri daha sonra beylerbeyi ve vezir olurlardı. Vezir rütbesini alanlar divan-ı hümayun üyesi olurlardı. En son rütbe ise veziriazamlıktı. Veziriazam, padişahın mutlak vekili olarak imparatorluğun ve ordunun başına geçerdi. 

Devşirme sistemi ile padişah, sıkı bir elemeden ve uzun bir eğitim döneminden sonra, imparatorluğun idaresine en layık ve kendisine en sadık kişiyi getirebilmekteydi. Devşirme sistemi içerisinde yetişenlerden kırk beşi veziriazam olmuştur. Bu sistem sayesinde Gedik Ahmed Paşa, Makbul İbrahim Paşa, Sokullu Mehmed Paşa gibi deha çapında devlet adamları yetişebilmiştir.

Devşirme sistemi, devletin kuruluşundan beri varsa da, son şekliyle Fatih kurmuş ve geliştirmiştir. Kanuni, 4. Murad ve 3. Ahmed zamanlarında da esaslı değişiklikler yapılmıştır.

Padişaha bağlı paralı yaya askerler olan yeniçeriler, tıpkı Hıristiyan keşişler gibi, mal-mülk sahibi olmaya, başka işlerle (tarım, ticaret, zanaat) uğraşmaya ve evlenmeye hakları yoktu. 1. Selim zamanında emekli yeniçerilere ve yeniçeri ağalarına evlenme izini verildi. Yani yeniçeriler, hayatlarını, padişahın emri altında ve tamamıyla padişaha tabi olarak askerlik hizmetine adıyorlardı. İster üst düzey yönetici ister yeniçeri olarak görev yapıyor olsun, devşirmelerin hepsi padişahın  “mülkü”  olarak kabul ediliyordu.  Askerlik veya yöneticilik şeklinde verdikleri hizmetler karşılığında yüksek maaşlar alıyorlardı. Ama görevlerinde istifa edip başka bir işe yönelmek gibi hakları yoktu. Çok büyük bir çoğunluk Balkan Hıristiyan ailelerden geliyordu. Yani Balkanlar, Osmanlı Devleti’ne yönetici ve asker tedarik eden önemli bir havuz idi.

Enderunlar, Osmanlı’nın çok dilli, çok dinli, çok milletli bir imparatorluk olmanın gereği olarak, bu farklı unsurları bir arada yaşatabilecek ortak tutum değer ve bugünün tanımı ile davranış geliştirme çabalarının önemli bir göstergesidir. Devlet bu kurumlar vasıtasıyla bir yandan çok kültürlü, farklı din, dil ve milletleri eğitim yoluyla asgari müştereklerde birleştirme çabası içinde, öte yandan tebaası arasında ayrım gözetmeksizin etkili bir eğitim imkânı vererek, devletin en üst organlarında görev almasını sağlamaktadır.

Devşirme kanununun ihlâli Yeniçeri Ocağı'nın bozulmasına sebep olmuştur. 16. yüzyıl sonlarından itibaren yeniçeri oğullarının "kuloğlu" adıyla kabul edilmesi, dışarıdan da "kul kardeşi" ve "ağa çırağı" adları altında kanuna aykırı olarak Yeniçeri Ocağı'na alımlar yapılması, devşirme işlerinin gevşemesine yol açmıştır.

17. yüzyılda, özellikle 4. Murad zamanında devşirme işi ıslah edilmeye çalışılmışsa da bu yüzyıl ortalarından itibaren artık devşirme pek yapılmamıştır. 18. yüzyıl başlarında ise sadece saray için 1000 kadar oğlanın devşirildiği anlaşılmıştır.

Devşirme sistemi işlevini tam olarak yaptığı dönemde tüm dünyaya örnek teşkil etmiş, başarılı bir sistem olmuştur. 15. yüzyılın ilk yarısından 17. yüzyıl sonlarına kadar yaklaşık iki buçuk asır kadar süren devşirme işlemi kanuna uygun olarak yapıldığında iyi sonuçlar vermiştir.

Küçük yaşlarda toplanıp sıkı bir eğitimden geçirilen devşirme oğlanları, kabiliyet ve biraz da talihlerine göre en yüksek mevkilere kadar çıkabiliyorlardı.

Çandarlı ailesi dışında hemen hemen bütün veziriazamlar devşirmelerden tayin edilmiştir. Osmanlı İmparatorluğu’nun siyasal kurumsallaşmasının önemli bir öğesi devşirme uygulaması idi. Devşirme uygulaması 14.-18. yüzyıllarda gerçekleşti. 17. yüzyılda azalan devşirme uygulaması 18. yüzyıl içinde sona erdirildi.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Özkan Karaca -


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Sonsöz Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Sonsöz Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Sonsöz Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Sonsöz Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Malatya Markaları

Sonsöz Gazetesi, Malatya ile özdeşleşen markaları ağırlıyor.

+90 (422) 323 52 92
Reklam bilgi

Anket Malatya Büyükşehir Belediye Başkanlığı İçin Kime Oy Vereceksiniz?