BİR 10 KASIM YAZISI

Dünya iki kapılı bir hana teşbih edilir. Bir kapıdan girenin bu han içre kalması mümkün değildir . Muhakkak istikâmet hakiki olan aleme doğru yapılır. Kimisi bu handa iz bırakarak gider. Gidişinden seneler sonra bile hayırla anılır. Güzel insanlar güzel hatıralarla yâd edilir. 10 Kasım geldiğinde dualarla andığımız, tatlı hatıralarını tebessümle okuduğumuz, aksiyon dolu hayatını imrenerek öğrendiğimiz kıymetli büyüğümüz Osman Yüksel Serdengeçti’yi hatırlarız daima.

Zor zamanlarda yaşayan  güçlü bir adamdı Osman Yüksel Serdengeçti. Eğilip  bükülmeyen, dik duran, korku dolu yıllarda tabuları yıkan biriydi.  Hüseyin Üzmez’in, Necip Fazıl’ın nükteli anılarında  karşımıza çıkar Osman Yüksel ağabey. Sivri zekası, ince nüktesi ile kendisine hayran bıraktıran cevaplar verir muhatabına. Onun asıl adı Osman Zeki Yüksel iken Serdengeçti olarak tarihte yer edinmesi aksiyon dolu hayatından ve kurduğu aynı isimli dergiden ötürüdür. Gerçek bir Serdengeçti’dir. 1944’de Mayıs olaylarına dahil olup Nihal Atsız’la beraber hapse ilk kez giren Serdengeçti’nin yolu daha sonra pek çok kez düşecektir buralara.

Dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’e yazdığı mektubun girişi unutulmayacak niteliktedir. Cezaya sebep olan ifadeler şöyledir :

"Yüksek vekaletin alçak vekiline"

Malatya’da yaşanan Yalman davasında hiçbir alakası olmadığı halde yargılanan Serdengeçti ‘nin  Üstad Necip Fazıl ile yaşadıkları ise unutulmayacak hatıralardır.

Adalet Partisinden memleketi Antalya  milletvekili olarak siyasete giren  Osman Yüksel , kendisine göre bir iş olmadığını anladığı  vekillikten çabuk ayrılacaktır. Daha meclisten ilk girişinde döner kapıdan geçerken ‘’ Daha kapısında başlıyor’’ sözü unutulmayacak ifadelerdir…

Meclise kravatsız geldiği için tenkit edilince kravatı beline takan  ve nereye takılacağını tüzük belirtmiyor diyecek kadar ince bir zekaya sahiptir o.

Gördüğü haksızlıklara susmayan, sisteme kökten muhalif olan ve kendisini ırkçılıktan keskin çizgilerle ayıran  ‘’ Tanrı Türkü korusun, Allah Müslüman’ı ‘’ diyerek safını net belli eden bir dava adamıdır Osman Yüksel  Serdengeçti.

‘’ Bu dava o kadar büyük , o kadar çetin bir davadır ki , bu yolda bir Osman değil, bin Osman feda olsun! Biz ölümü göze almış insanlarız’’ demiştir  ve söylediği sözün hakkını da vermiştir.

Dava arkadaşı Necip Fazıl Kısakürek gibi 1983 yılında vefat etmiş ve bu dünya sınavını tamamlamıştır.

Bir 10 Kasım günü dünyaya vedan eden mütefekkir Serdengeçti aynı zamanda bir şairdir ve hoş sada bırakmıştır bu fani  alemde…

‘’ Serdengeçti artık bitti
Bu ayrılık cana yetti
O bir demdi geldi geçti
Gelsende bir gelmesende’’ dizeleri hâlâ tazeliğiyle dimağımızda durmaktadır.
Peki ya şu ihtar:
‘’ Bir kere inkâra düştün mü yavrum,
Kendini aşmaya yol bulamazsın.
Vehimler şüpheler bozar ruhunu,
Seni kaldıracak el bulamazsın… ‘’
Ve bu da ‘Veda’sından :
‘’ Yaşıtlarım birer birer ölüyor
Yeşil yaprak kara toprak oluyor
Azrail de baş ucumda soluyor
Üstüme dikmeye ağaç yok,taş yok
Arkamdan vermeye yemek yok,aş yok... ‘’
Osman Yüksel Serdengeçti’yi rahmetle anıyorum. Mekanı cennet olsun.
Selam ve dua ile…

 

 

 

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Tahir Sağır -


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Sonsöz Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Sonsöz Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Sonsöz Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Sonsöz Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Malatya Markaları

Sonsöz Gazetesi, Malatya ile özdeşleşen markaları ağırlıyor.

+90 (422) 323 52 92
Reklam bilgi

Anket Malatya Büyükşehir Belediye Başkanlığı İçin Kime Oy Vereceksiniz?