ZAMANSIZ - İMKÂNSIZ

Geri geldim. Burada sahil yok uyan artık burası seni boğuyor. Sahilden geldim. Uzun zaman sonra geldim. Değiştim geldim. Artık buranın yolları beni yoramaz, gözümde büyümez. Buranın geceleri beni kör edemez. Soğuğu ellerimi kesemez. Öfkesi beni korkutamaz. Açlığı ehlileştiremez. Uykusuzluğu beni cüretkâr kılmaz. Çünkü ben kaybetmekten köpek gibi korktuğum o şeyi kaybettim. Ama kafamın içinde eski hikâyeler gibi dolaşır durur. İçimde bir keman sızlıyor belli ki bu yüzden sızlıyor.

Buradan uzakta yaşadığım hiç bir gün buradan gittiğim gün kadar aklımda değil. Hatırlıyorum. Gece soğuktu üzerimize beton yağıyordu. Sen git istiyordum. Ben kalmaya razıydım. Tüm soğuklara razıydım, tüm kavgalara, tüm olmamışlıklara, unutulmaya razıydım hiç yaşamamış olmaya. Tüm ölümlere razıydım. Seni son gördüğüm gibi hayal edecektim. Bir başka zaman nerede olacaktık muammaydı ama yan yana olacaktık. İşte bu kolaydı hayat bu kadar kısaydı, anlamıştık. İnsanlar birbirlerine koşuyordu. Battaniye paylaşıyor, elma yiyor, nasıl korkuyorum anla diyordu insanlar birbirlerine. Bu bir veda değil diyordu. Seni seviyorum. O bir veda mıydı? Oysa eskiden beraber çay içmiştik, kitap okumuştuk, otobüsü kaçırmıştık, uçurtmaları izlemiştik, sözleşmiştik. İşte bunlar kalmıştı geriye ve yine hep öyle olmalıydı. Olmadı. Şimdi o sokaklar nerede. Hepsini molozlar yutmuş. Bunlar kimin kitapları diyordun. Bunlar kimin şiirleri? Artık tüm kelimeler senin.

İçimde bir keman sızlıyor. Bana senin adına konuşuyorlar. Ben kendi adıma cevap veremiyorum. Beni öyle dilsiz bıraktın. Yarın kaçta uyanırsın diyorlar işlerini hallet. Yarın kaçta uyanacağım hiç bu kadar önemsiz olmamıştı. Beni öyle işsiz bıraktın. Yoluna bak diyorlar. Beni öyle yolsuz bıraktın. Kaçarı yok beni olmadığım biri sanıyorlar. Aptalca utançlar ve kaygılar onları ablukaya almış. Kendilerini sürekli kendilerinden çalanlara borçlu sanıyorlar. Hayatta çok daha korkunç şeyler var demek istedim onlara. Ne olduğunu sormamak için bazı bahşedilmiş olduğunu düşündükleri cevaplara sarıldılar. 

Sofrada yalnız başıma yemek yerken bir bilinç uyanıyor kendime acıyorum. Ben bu yemekleri artık hep yalnız ve sadece doymak için bir hayvan gibi aceleci yiyeceğim. Gözlerim doluyor. Sofralardan aniden kalkıyorum. Balkona çıkıp sigara içiyorum ve aya bakıyorum. Şehirleri birbirine katar sandığım öfkem yaprakları bile oynatamıyor. Beni öyle güçsüz bıraktın. İçimde bir keman sızlıyor. Sarhoşluk gibi bir uyku bastırıyor. Yarın uyanıp uyanmayacağım hiç bu kadar önemsiz olmamıştı.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Mehmet Furkan OTLU -


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Sonsöz Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Sonsöz Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Sonsöz Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Sonsöz Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Malatya Markaları

Sonsöz Gazetesi, Malatya ile özdeşleşen markaları ağırlıyor.

+90 (422) 323 52 92
Reklam bilgi

Anket Malatya Büyükşehir Belediye Başkanlığı İçin Kime Oy Vereceksiniz?