İSVEÇ, NATO, AB...

İsveç'in NATO üyeliğine yeşil ışık yakılması, Türkiye'nin yeniden AB önünde bekletilmesinden dem vurulması sükût-u hayale sebep oldu şüphesiz. Bizler İsveç'te tekerrür eden kutsal kitabımızın yakılması hadisesini defalarca izledik dehşetle. Hem de uyarılara rağmen. İslamofobinin dur durak bilmeden devam ettiği ülkede aynı hadiselerin yaşanacağı da su götürmez gerçek. Peki bu kadar keskin davranan, geri adım dahi atmayan İsveç'e NATO için yeşil ışık yakmak neden? 
Bu siyasi manevralar politik bulunuyorsa bırakın politikadan iğrenelim yahu! 
Hangi politika bizim kutsal kitabımızdan daha önemli? 
AB önünde boynu bükükler gibi beklemek bizim tarihimizin izzetine yakışıyor mu peki? 
Bizleri islam düşmanlarına karşı nasıl bir tavır içinde durmamız gerektiği konusunda defalarca uyaran Rabbimize neden kulak vermiyoruz? 
Dünya dengesi, küresel söylenceler, seküler gerçekler (!) kabirde geçer akçe midir? 
Faizin ekonomik strüktürü getirdiği hal bile ibret almak için ortada değil midir?
Var olmanın yegane şartı, varlık sebebinin farkında olmaktır. Bizler bu toprakları yurt edindiğimizden beri bize izzet veren Allah-u Teâlâ'nın dini için mücadele ederek şeref bulduk.
İslâm'ın kutsallarına, şiarına yapılan saldırıları savaş sebebi kabul eden ecdadımız buna engel olduğu gibi gereken zeminde her türlü hak mücadelesini de verdi.
Pişkince Kur'an'a saldırılmasına müsade edip hatta teşvik eden bir ülkenin bizim onayımızla NATO'ya girmesi kabul edilemez. Bunu Müslüman olarak kalemimle ve yüreğimle red ediyorum.
Bütün Müslüman kalplerin de aynı hassasiyeti paylaştığına bütün benliğimle inanıyorum
Avrupa, artan islamofobinin bizzat tedarikçisi olan ülkelerin menbaıdır. Bizler Müslüman olduğumuz sürece bizi birliklerine kabul etmeyeceklerdir. Bizler de zaten onların haçlı koalisyonuna muhtaç değiliz. Artık bu yanılgı fark edilmeli, Müslüman halkın ne istediği düşünülmelidir. 
Ekonomiyi refaha kavuşturmak istiyorsak bunun da çözümü bellidir.
Anadolu'nun sesine kulak vermek, Anadolu'yu anlamak ne zaman mümkün olacaktır?
Bize lazım olan irfanın kaynağına kulak vermeden huzur ve mutluluğu aramak nafile değil midir?
Gözümüzün içine bakarak Kur'an-ı Kerim'i yakanlar maddi olarak saygısızlık yaptıkları kutsalımıza, istekleri ile de manen saldıracaklardır. Kıyamete kadar yegane gayeleri bizi kutsal kitabımızdan ve inançlarımızdan kopartmak olacaktır.
Şimdi kendimize şunu sormalı ve muhasebesini yapmalıyız : " Dağılan ve dağılmaya mahkum Avrupa Birliğine tavizler vererek girmek bize yakışır mı? " 

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Tahir Sağır -


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Sonsöz Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Sonsöz Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Sonsöz Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Sonsöz Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Malatya Markaları

Sonsöz Gazetesi, Malatya ile özdeşleşen markaları ağırlıyor.

+90 (422) 323 52 92
Reklam bilgi

Anket Malatya Büyükşehir Belediye Başkanlığı İçin Kime Oy Vereceksiniz?