ŞEHRİ YAZMAK III

Şehrin sokakları bayramdan evvel hareketlendi. Bu hareketlilik günbegün artıyor. Malatya’yı deprem sonrasında terk edenler, şehre dönmeye başladı.

Artan hareketlilik elbette ayakta durmaya çalışan esnafında yüzünü güldürdü. Deprem sonrasında Akpınar, İnönü , Emeksiz, Fuzuli başta olmak üzere pek çok işlek cadde tahrip oldu.

Şehrin kalbi sayılan merkezin harap olması hiç şüphesiz Malatya için ilk evrede büyük yeise sebep oldu. Herkes afalladı ve çareler düşünmeye başladı.

Şehrin yeniden ihyasını mümkün görmeyenler bir bir gitti. Kalanlar için ise yaşam devam ediyordu.

Malatya hâlâ Malatya idi ve artık duygusal bir şikayet dönemini atlatıp bir şeyler yapmak gerekiyordu.

Yeniden Malatya demek mümkün, tıpkı Yeni Malatya gibi.

Söğütlü Camii traş olmuş bir delikanlı edasıyla meydanda endam edince güzelliği ile mest etti. Herkesin aklına şu geldi : ‘’ Neden camii böyle kalmasın?’’ Evet Camii yerinde bu şekilde kalacak ve etrafına güzel bir meydan yapılacaksa çok güzel bir görünüm ortaya çıkar. Yeni Camii’nin yeniden yapılacağı söylentileri bize şunu sorma imkanını veriyor : ‘’2020 depreminden sonra yapılan ne idi?’’ Uzun süre tadilat nedeni ile hasret kaldığımız camii maalesef daha gece depreminin ilk dakikalarında yıkıldı.

Harcanan paralar, geçen zaman…

Oralara hiç girmeyeyim bile!

Kışla Caddesi, Akpınar’a kadar sağlam kalan nadir yerlerden.

Burada bir nebze olsun hareket devam ediyor. Şehirde eczanelere, marketlere, manavlara ulaşmakta neyse ki sıkıntı yaşanmıyor.

Su kaynakları da içme suyu ihtiyacını karşılamada yeterli.

Kıyafet konusunda pahalılık olsa da bazı yerler ihtiyaç gideriyor.

Terzi bulmak biraz güç.

Kuaför yine var pek çok noktada.

Kasap sayısı artmalı.

ATM yetersizliği ve büyük firmaların merkezi bir yerde bulunmaması ise en büyük sıkıntı.

Merkezde hasarsız ya da az hasarlı binalarda yaşayan vatandaşların doğalgaz ve internet sorunları da bir bir çözülmeli.

Şehir için her fert kıymetlidir.

Malatya’da kalmayı tercih eden herkesin Malatya’da yaşaması için bütün imkanlar seferber edilmelidir.

Kernek hâlâ çok güzel.

Birkaç yıkılan bina olsa da sağlam bir görünüm ile dikkat çekiyor nihayetinde.

Camii heybeti ile görenlere ferahlık verirken, Ramazan-ı Şerif’de ışıldayan mahyası ile ayrı bir güzeldi.

Öte yandan Kernek’te bazı kafeler açılınca caddede ışıldamaya başladı.

Yaza daha hareketli olacağını ümit ediyorum.

Merhum Arif Nihad Asya’nın 1950’lerde yazdığı bir rubaide Kernek’e denk geldim , onu da sizlerle paylaşayım:

‘’Tırmandı mayısla asmalar çardağına;

Temmuzla bebek de sığmıyor kundağına..

Bizler kimi bekleriz, gülüm, Kernek'te?

Göçmüş arılar, kovan kovan, Beydağı'na ‘’

Temelli ve Şeyhbayram’da sessizliğe terk edilmiş gibi. Temelli’den Şeyhbayram’a geçerken bir binadan hâlâ akan suyun yolu gölet gibi bıraktığını üzülerek izledim. Büyük bir sessizlik hakim Yeşilyurt’un bu en nezih mahallelerine. Ancak ümidimiz o ki buralar da toparlanıp eskisinden daha güzel günler görecek.

Yeter ki azim ve gayret olsun…