Vur Patlasın, Çal Oynasın Anlayışıyla Yaşayanlar 

Aklı başında olmayan bu kişiler, dünya zevkleri için yaşarlar, nefsini ve zevklerini tatmin için her yola başvurmaktan çekinmezler.   

Kendi yaptıklarını güzel ve üstün görürler, büyüklük taslarlar. Duygusuz ve düşüncesiz yaşantılarıyla başkalarının omuzlarına basarak yükselirler. İnsanları yok sayan ve hor gören yaşantılarıyla hiçbir şeyi dert etmeden “dünyanın sonunu getirecek davranışlarla eğlenirler”.

Aşırı zevk, oyuna eğlenceye ve dünya nimetlerine düşkündürler. Sorumluluklarını hiç düşünmezler, Ellerinde ve gönüllerinde taşıdıkları ateşle, önce kendilerinin, sonra da ailesinin, en sonunda da yaşadığı toplumun önce gelişmesini engellerler sonra da sonunu getirirler.

Günlerini eğlenerek geçirirler, hazırı yerler, evlerine ekmek parası götürmek için didinmezler. Sağlıklarına güç veren huzurlu, mutlu ve daha uzun yaşamalarını sağlayan çalışmalar yapmazlar. “Aç kalacaklarını, el açacaklarını” ve gelecek günleri ağlayarak geçireceklerini düşünmezler.

Adam sendecilerdir, sorumlulukları karşısında gerekli titizliği göstermezler, hiçbir işi doğru dürüst yapmazlar. Ne gönül ne de hatır tanımazlar, sadece kendileri için yaşarlar. Savaş çıkmış, deprem binlerce can almış, insanlar evsiz barksız, sakat kalmış bana ne derler.

Vurdumduymazlardır, haksızlıkları görürler, kafalarına takmazlar, bana ne derler, aldırış etmezler. Çıkarları için kırk takla atarlar, kendi yaptıklarıyla sevgiyi, saygıyı, gönül ve hatırı bitirirler. Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın diye gezerler.

Ülke yanıp tutuşsa bile, en ciddi konularla ilgilenmezler. Yerine getirmeleri gereken sorumlulukları yerine getirmedikleri gibi kazanmadan harcamayı ve tüketmeyi severler. Kural dışı bir yaşam sürdürdükleri için kimsenin sıkıntılarını düşünmezler, dertlerini dert edinmezler.

İlme sırtını dönmüş, kötü bir hayat yaşayan, yemekten, içmekten taviz vermeyen, cimri, savurgan ve miras yedilerdir. Hiçbir şeyi kendilerine dert edinmeden, ellerine geçen olanakların ölçüsünü ayarlamadan günlerini zevk ve eğlence içinde geçirirler.

Çok konuşurlar, az şey söylerler ve üretirler. Gönüllerine ve zevklerine göre gece kulüplerinde eğlenmek için ararlar, sorarlar. Dürüstlük, ahlak, erdem, sevgi, saygı, adalet gibi toplumu ayakta tutan ve yücelten değerlere önem vermezler. 

Hiçbir şeyi kendilerine dert etmezler. Yaptıkları davranışların sonucunu düşünmeden, adam sende, boş ver diye yaşarlar. Eğlenmek için yer, gün ve zaman tanımadan günlerini gün ederler. Akıllarını kullanmadıkları için sonu kötü olan harcamalarla eğlenirler.

Kişiliksizdirler, görgü kurallarına ne uyarlar, ne de önem verirler. Akla düşman, nefislerine yar oldukları için kendilerini över dururlar. Ölçülü ve dengeli davranmazlar ve günlük yaşarlar. Kendilerini üzen şeyleri kafalarına takmazlar, geçiştirirler. 

Lüks ve konforlu yaşamaya düşkün olan bu tipler, kısıtlayıcı kurallardan hoşlanmadıkları gibi özgür ve bağımsız olarak eğlenmeyi severler. Zevklerinin peşinden koşarlar. Hayatı sadece menfaatten, paradan, zevkten, eğlenceden makamdan, başarıdan ibaret görürler.

Yaşamaya düşkündürler, insani değerleri yok ederek, nefsi arzularının peşinden koşarlar, hayatlarını zevki sefaya adarlar ve bunu bir yaşama biçimi yaparlar. Bu arzularını yaşamak için başkalarının hakkını yiyerek, omuzlarına basarak gerçekleştirirler.