Unutkanlık pek çok insanın yakındığı bir vakıadır.
Hiç kimse unutmak, yaşadıklarının üzerine sünger çekmek istemiyor…
Halbuki insan, nisyan (unutmak) ile malul değil mi?
Unutmak başlı başına kötü bir şey mi?
Dertler ve sıkıntıları biriken insan unutmayıp da ne yapacak?
Sürekli sıkıntılı fikirleri zihinde döndürmenin neresi güzel?
Çözümü olmayan fikirler, zihni kirletmez mi?
Saf olmayan zihin doğrudan yana olabilir mi?
Öyleyse bazen ve bazı şeyleri unutmak hoştur, bazı şeyleri unutmaksa çok kötüdür.
Mesela hakikati unutmak, kötünün de kötüsüdür.
Hakikati unutman her kişinin yaşam pınarlarının kuruması anlamına gelmektedir.
İnsanca yaşama elveda, başka varlıkça yaşamaya hoş geldin demektir.
İNSAN KELİMESİNİ DÜŞÜNMEK
İnsan kelimesinin daha çok şu iki kökten türediği söylenir:
1- N-S-Y: Unutmak, unutan varlık anlamına geliyor. Demek ki, unutkanlık yazılımımıza yüklenmiş.
2- Ü-N-S: “Diğer varlıklarla ilişki kuran, tek başına varlığını sürdüremeyen” demektir. İnsanın “yaratılışı itibariyle hemcinsleriyle beraber yaşayabilen bir varlık” olması hesaba katılırsa insan kelimesinin bu kökten gelmesi mantıklı duruyor.
Bu ifadeye bakıyoruz ve meseleyi daha iyi anlıyoruz. Unutmak tabiatımızda var, fakat yine de unutmak tatlı değildir.
UNUTKAN VARLIK: İNSAN
İnsan kemirgen değil, olsa olsa hem sömürgen hem de unutkan olur.
Hemcinsini sömürürken kendini unutur.
Mazlumken kendi cinslerinden sömürgenlere karşı habire lanet yağdırır, fakat gücü eline geçirince kendisi sömürmeye başlar.
Hatta tarihteki en büyük zulmü mazlum olup daha sonra gücü eline geçirenler yapmıştır.
Bu ülkenin diriliş neslinin öncülerinden biri olan Sezai Karakoç şöyle der:
“Bir sınıf hâkim olur olmaz, ezildiği günlerin öcünü almaktan başka bir şeyi hatırlayamaz olmaktadır. Babil esaretini unutmayan ve bu unutmayışı değişmez bir milli karakter gibi ruhuna geçirmiş olan, Asurluların kendilerine yaptıklarını öcünü kıyamete değin bütün insanlıktan almaya niyetli İsrailoğulları gibi.” (Çağ ve İlham III, sy. 20)
Evet, sürekli itilip kakılan bir millet olan Yahudiler, gücü ellerine alır almaz cellat kesilmeye soyuldular.
İşte Filistin olayları bunun en büyük kanıtıdır. Unutmayıp kin besleyen bir millet…
Keşke unutsaydılar…
UNUTMANIN SEBEPLERİ VE ÇÖZÜMLERİ
Uzmanlara göre unutmanın sebepleri ve çözüm yolları şunlardır:
Unutmanın sebepleri:
Beslenme, uyku düzensizliği, iş yükünün yoğunluğu ve stresli olmak.
Bazen asıl neden iç salgı bezlerindeki fonksiyon bozukluğu, kansızlık, vitamin eksiklikleri gibi durumlar unutmaya sebep olabiliyor.
Çözümler:
Cep telefonu konuşmalarınızı azaltmak, yağlı yemeklerden uzak durmak, sigara içmemektir. B ve D vitamini takviyesi yapmak, balık yağı kullanmak, bulmaca çözmek.
Asıl mesele hakikati unutmaktır, bunun için bu çözümlerin hiçbir işe yaramadığını söylemeliyiz.
İstediği kadar beslensin, zararlı alışkanlıklarından uzak kalsın her insan, hakikatten kopuk bir hayatı benimsediği anda yaşamasının temel anlamını ve amacını kaybetmiştir.
Hakikatin izini sürmek ve hakikati unutmamak için Akdeniz gibi yüce bir karaktere, Çukurova gibi mümbit bir ahlaka, Afrika gibi sıcak bir gönle sahip olmak gerekir.
HAKİKATİ UNUTMAK
“Akıldan çıkarmaya” unutmak denirken “bir şeye gereken önemi vermemeye de” unutmak denir.
Hatırlamayı, gündemde tutmayı hak eden yüksek değerler unutulduğunda her şahıs ölümü yudumlar.
Gerçi insan ufacık bir bilgiyi bile unutunca hemen üzülüyor.
İnsan belki bilgiyi unutabiliyor. Fakat asıl önemli olan hakikati unutmasıdır.
Fakat hayatın anlamını belirleyen Hakk’tan gelen Hakk’ı unutmuştur. Bunun için minnacık bir hüzün belirtisi görünmüyor.
Âdem’i hata yapmaya unutmak sürükledi… Atamızdan gelen genle olsa gerek bizi her türlü yanlışa ‘unutmak’ sürüklüyor.
Unutmak insana ağır gelse de hayatın yükü altında ezilen herkesin tek isteği vardır o da unutmak…
Uyumak hem umutlanmak hem de unutmak değil mi?
Özellikle kafa hatlarını yakan olaylardan dolayı kişi unuttukça unutur.
Evet, bugün Filistin olayları uykumuzu kaçıracak gibi oluyor, fakat biz sürekli unutuyoruz.
Balık hafızalı ve tavuk beyinli varlıklar ile aynı familyadan mıyız acaba?
Sevgili Okur!
Unutmanın çaresi bulundu.
Unutmanın çaresi unutmamaktır!
Unutulmamasını istediğimiz şeyleri hatırımıza getirmek ve güncele çekmektir.
Unutmanın çaresini aradığını ve sürekli şikâyet ettiğini biliyorum.
Şikâyet etme hadi kalk ve bir hikâye inşa et…
Yorum yazarak Sonsöz Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Sonsöz Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Sonsöz Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Sonsöz Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Sonsöz Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Sonsöz Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Sonsöz Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Sonsöz Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
(2)..<>.. - İnsan Unutandır..! Bizim en kadim hakikatimizdir bu .İnsan olarak nerden geldiğimizi unuttuk . Allah'a verdiğimiz sözleri unuttuk . Kim olduğumuzu unuttuk...
. - Görmenin de karanlık yönleri var
Nasıl da alıştırıyor zihnimizi tüm olan bitene
Hissizleştirip ve hiçleştirip, sinsice...
Ve nasıl da unutturuyor ,
asıl unutulmaması gerekenleri.
ana şahit olmak...zamana şahit olmak...ve insana şahit olmak.
Bazı şeyleri istese de unutamamak.
Her tanıklığımızla sanıkların arasına biraz daha yakınlaşmak...
Sahi görebildik mi, boşluğa bakarcasına bakmadan
Elimizden geleni yapabildik mi, bir elimizin olduğunu unutmadan?..
Unutmayı unutabildik mi?
Hatırlayanlara...Şahit olanlara ...
Unutmayı külfet değil, rahmet olarak görenlere...
Selam olsun!
Yazılan yorumlardan Sonsöz Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Sonsöz Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Sonsöz Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.