Dünya, Karnı Değil Gözü Doymayanlar Yüzünden Bu Halde

Zulüm ve adaletsizlik yapan yöneticileri uyaran bilginlerin sözlerinden ders çıkarmak gerekiyor.

Kanuni Sultan Süleyman, bilgi ve tecrübesiyle sağlam ve güvenilir bir kaynak olan, derin ilim sahibi değerli kardeşi YAHYA EFENDİ 'ye sorar; 

“Bir devlet hangi hallerde çöker?”

O büyük insanın cevabı çok anlamlıdır; 

“Sultanım, bir devlette; zulüm, haksızlık yayılsa, işitenler neme lazım deyip uzaklaşsalar, sonra koyunları kurtlar değil de çobanlar yerse, bilenler bunu söylemez de susarsa, gizlerse, fakirlerin, muhtaçların, yoksulların, kimsesizlerin feryadı göklere çıksa ve bunu da taşlardan başkası işitmezse, işte o zaman devletin sonu görünür. Ardından devlet hazinesi boşalır, halkın itimat ve hürmeti sarsılır. Asayişe itaat hissi gider, halkta hürmet duygusu yok olur. “Çöküş ve yok oluş gerçekleşir.”

İnsan olanın,

“Neme lazım deme hakkı yok, bana değmeyen yılan bin yaşasın deme hakkı yok, beni ilgilendirmiyorsa mesele yok! ” 

Her zaman her şartta kendi çıkarları ön planda tutma hakkı yok Başkalarına yapılan kötülükle ilgilenmeme ve gerekli yerlerde gerekli tepkileri göstermeyip kenara çekilip çıkarcı ve bencil davranışlarla davranma hakkı yok.

İnsanım diyenler, para, mal, ya da yiyecek, içecek gibi şeylere düşkün olanların sevgiyi yok öldüren, yaşamı acı eden davranışlarından, hatalarından ders çıkarıp, kendilerini değiştirip iyileştirmeleri ve pişman olup bir daha yapmamaları için “tatlı ve gönül alıcı sözlerle”, uyarmaları gerekir.

İnsanım diyen, açık alınla başı dik gezmek isteyen herkes, bu dünyaya çıplak gelip haksızlıklar yaparak, hak yiyerek donanıp gidenlere, çalarken tek çalmayıp çevresi ile götürenlere, yedikçe doymayanlara, Vatanı sevdiğini söyleyip vatandaşın hakkını gasp edenlere sonra da,  "Tanrı" verdi diyenlere karşı çıkmalılar.

İnsanım diyen, içi temizler, kul hakkı yiyenlere demeli ki;

 “Kul hakkı yiyenler görünüşte etkili, anlı şanlı makamlara gelirler ve en güzel sofralarda ağırlanırlar, ama kul hakkını yemenin bu dünyada bedelini rezil olarak öderler, öte dünyada da Tanrıya hesabını veremezler.”

Derdimiz, önce millet, önce memleket diyen herkes,

“ne haksızlık yapacak, ne haksızlıklara boyun eğecek, ne yalan söyleyecek, ne hile yapacak, ne ikiyüzlü davranacak,  ne de bunları yapanlara boyun eğecek, ne de bu memlekette bu tür insanların başları dik dolaşmasına göz yumacak. "

İnsanım diyenler, eğriye eğri, doğruya doğru derlerse, çalışanın hakkını teslim ederlerse, arsızın-hırsızın karşısına dikilir se, sırf kendi çıkarları için yalan söyleyenlerin karşılarına dikilirlerse, yaptıkları haksızlıklara boyun eğmezlerse “kurdun kuzuyla gezeceğini" düşünüyorum.

Kimse korkmakla kendisine gelecek kötülükleri önleyemeyeceğini bilmeli ve doğru bildiklerini söylemekten çekinmemeli.