Bu gezegende insan dışında her varlık; kurt-kuş cümle alem kendi tabiatına göre davranır.
İnsan kendi özelliklerini, inançlarını ve düşüncelerini kamufle etme yeteneğine sahiptir.
Bu ifadeyi biraz daha izah edelim.
Münafık olmak, maskeli olmaktır, Mü’min olmak, maskesiz olmaktır.
Münafık diliyle iman ettiğini söyleyip, kalben inkâr eden varlıktır. Kendini gizlemek için her zaman maske kullanır!
Mü’min maskesizdir, şeffaftır, kendini gizlemez. İnanıyorsa inanıyordur, reddediyorsa reddediyordur. İmanı ile davranışı hiçbir zaman çatışmaz.
TAKİYYE İLE TAKVA BİR ARADA BULUNAMAZ!
Herkes maskesini indirsin, nasılsa öyle davransın… İçini dışına yansıtsın, kendisini gizlemesin…
Artık adamına göre davranmaktan, nabza göre şerbet vermekten uzaklaşma zamanı gelmedi mi?
Yüzümüze karşı gülenlerin arasında nice çift yüzlü insanlar var.
Buz dağının görünen tarafı var, bir de görünmeyen tarafı…
Görünen tarafını anladık, peki görünmeyen tarafı nasıldır acaba?
Bugün de insanlar buz dağına benziyorlar. Asıl davranışlarını ve zaaflarını sürekli maskeliyorlar.
Çürük yüzlerini makyajlayarak piyasaya çıkıyorlar.
PİYASANIN VE SİYASANIN KURBANI OLMAK!
Pek çok insan siyasanın ve piyasanın kurbanıdır.
“Makam ve para kurbanları mermi kurbanlarından az değildir.”
Milletin gözünün içine baka baka üç maymunu oynayanların parmakla ve abaküsle sayıldığı nerede görülmüş.
Çakıl taşlarını saymak ne kadar imkânsız ise bu nevi insanları saymak da o kadar zordur.
Bir yerlere çıkmak için kimilerini pas pas gibi kullanıp sonra onları atanlarla kaynıyor piyasa…
Halkın sayesinde bir yerlerde bulunanlar, “besle kargayı oysun gözünü” misalince halkın dilini, dinini, değerini ve kültürünü sömürüyorlar…
Ahlakı-değerleri budayan ve bozan medyaya karşı gıkları çıkmıyor…
Fakat kimileri bir yerlerden bağırarak halkın gazını alıyor.
Keşke herkes olduğu gibi davransa… Herkes olduğu gibi gelse…
“Gel ne olursan ol yine gel” düsturuyla değil, adam olanlar gelse sadece…
Bize kendisi gibi görünenler selam verse sadece…
Çünkü bizler güzel niyet beslediğimizden dolayı çabuk aldanabiliyoruz…
Allah adını kullanıp bizleri aldatmaya çalışanlar… Kur’an sizin oyununuzu ifşa etti! “…Aldatıcı sizi Allah ile aldatmasın!” (Fâtır, 5)
Ey Firavunun sihirbazları gibi göz boyayanlar! Sizin sırrınızı deşifre ettik…
“Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider. Onlar sanki elbise giydirilmiş kütük gibidirler…” (Münafikun, 4)
Bizdenmiş gibi görünenler, size sesleniyoruz… Tarih sizin günahlarınızı su yüzüne çıkarıyor.
İman ile şeref, et ve tırnak gibidir. Şereflerinizi ayaklar altına alacak kadar küçüldünüz mü?
Yusuf’un kardeşleri onu kuyuya attıktan sonra “Salihlerden olmayı” düşünüyorlardı, siz de mi öyle düşünüyorsunuz?
İnsanların hakkına girdikten sonra tevbe ederek pir-ü pak olacağını zannedenler… Sizleri kuruntularınızla baş başa bırakıyoruz.
KENDİ ELLERİYLE KENDİNİ ATEŞE ATMAK
Çıkarlarını ve arzularını Allah rızası kılıfı içinde meşrulaştırmaya çalışanlar…
Aldanıyorsunuz!
Cennetin kendileri için yaratıldığını zannedenler, yaramazlığı bırakın artık…
Bugün kendinize bir iyilik yapın; ‘Yararlı ameller yapın.’
Bazı gözleri boyayabilirsiniz… Allah’ın gözüne batıyorsunuz!
Çünkü “Mü’minler Allah’ın yeryüzündeki gözbebeğidir!”
Dini basamak olarak kullanmaya çalışanlar! Dini yormayın artık.
Din yorgunluğu, insanın yorgunluğundan daha ağırdır. Bir insanı birkaç kişi, dini herkes kullanabiliyor.
Bazıları dini çıkarları için kullanıyor, peygamberler, Sıddıklar, şühedalar ve Salihler hariç…
Gelin Sıddıklar, Şühedalar ve Salihler arasına adımızı yazdırmak için kollarımızı sıvayalım.
“Kim Allah’a ve elçisine uyarsa, işte onlar Allah’ın kendilerine nimet verdiği Peygamberlerden, Sıddıklardan, Şehitlerden ve Salihlerdendir. Onlar ne güzel dosttur.” (Nisa, 88)
Bu haftaki yazımızda (Sevgili Okur) ifadesini parantez içine alıyoruz. Çünkü bu yazımızda bilinçlenme köşesinde sevgili okur, hayatını gözden geçirme köşesinde şu gruplar bulunuyor.
Sevgili;
Kodamanlar, kalem sahipleri, palyaçolar, milletin sırtından geçinenler, memleketin kralları, amirler-memurlar!
Bugün kendinize bir iyilik yapın.
Kendinize dokunun…
Vesselam.
Yorum yazarak Sonsöz Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Sonsöz Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Sonsöz Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Sonsöz Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Sonsöz Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Sonsöz Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Sonsöz Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Sonsöz Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.