İnancımızı, değerlerimizi, düşüncelerimizi ve hayatımızın anlamını vasfeyleyecek bir söz bulamıyorum. O kadar çok acı, kan ve gözyaşına şahit olduk ki, hala bunları gördükleri halde hiçbir şey yapılmaması, çok daha acı veriyor...
Çağımızın bebekleri ve çocukları; kafaları koparılıyor, bombalarla parçalanıyor, kurşuna diziliyor, aç ve yurtsuz bırakılıyor...
Üstelik bunu tüm dünya görüp şahit oluyor. Kimse ama hiç kimse bu duruma dur diyemiyor. Hele İslam ülkeleri ve kendilerini İslam’ın liderleri olarak tanıtan bazı hükümet başkanları ile krallar yok mu, onların yüzüne tüküresim geliyor...
Bebeklerin katledildiği bir dünyada yaşamak, sadece Müslümanlara değil, bir insan olarak utanç verici...
Bu dünyada, aynı gezegende, aynı insanlarla, aynı havayı solumak, aynı sudan içmek, aynı toprağın üstünde yürümek bile büyük bir utanç benim için...
Orada yaşayan insanların barınacak bir yurtları, yiyecek gıdaları, suları ve dahi giyecek kıyafetleri yok. Kimsesiz, sahipsiz bir millet gibi soğuk havalarda titreyerek ölümü bekliyorlar...
Evet İsrail teröristlerinin onları gelip bombalayıp, öldürmelerini bekliyor bu halk. Çaresizce ölümü beklemek ve hatta düşmanı tarafından öldürülmeyi beklemek kadar zor bir şey yok...
En yaşlısından en gencine, çocuğuna kadar şehit olmak isteyen ve şehitliği büyük bir mükâfat ve İzzet olarak gören bir millet daha görmedim...
Demek ki bu millet kadar yeryüzünde daha izzetli, şeref sahibi bir millet daha yok. Bundan 100 yıl önce böyle bir şeyi Osmanlı halkında görebilirdik. Oysa günümüz insanları böyle bir şeyi asla ne bekler ne de yaşamak ister...
Çünkü bizim insanımızın çoğu kalbinden Kur’an’ı, İslam’ı ve Peygamberi çıkardı. Şeriat kelimesini dahi duyup İslam’ı çağ dışı gören sözde Müslümanlarla, Gazze’de Allah’a ve kaderine teslim olmuş halkı aynı kefeye koyabilir misiniz?
Elbette hayır. Bu son bir kaç gün önce 10 yaşlarında bir kız çocuğu yaşadığı yere gitmek için , 6 yaşlarında kız kardeşini sırtına alıp saatlerce çıplak ayakla yürümüş. İşte o koca yürekli kızın ayaklarının altındaki toz taneciği kadar vefası olmayan İslâm ülkelerini ve İslam liderlerini görünce, kendim utanıyorum. Aslında o kız çocuğu sırtında İslam’ı, değerlerimizi ve insanlığımızı taşıyordu. O kız çocuğu tüm insanlığa bir ders verdi ama biz bunu bile anlayamadık.
Bizler işte o kız çocuğu kadar bile olamadık, güçlü ve dik duramadık, İslam’ın şerefini ve izzetini en yükseklere taşıyamadık. Esasen çaresiz, zavallı ve kimsesiz olan bizmişiz...
Onlar en yüce ve en kutlu şeyi arzu ederek bizden çok daha ilerdeler, ya biz ne yapalım. Bizim sonumuz ne olacak. Biz ne olacağız. Hem Müslüman hem de İnsan olmaya layık olduk mu?
Makale Yazısı-
Dünyayı Sırtında Taşıyan Kız Çocuğu!!!
Yazar Muhammed Ali Günaydın -
Malatya Markaları
Sonsöz Gazetesi, Malatya ile özdeşleşen markaları ağırlıyor.
Yorum yazarak Sonsöz Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Sonsöz Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Sonsöz Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Sonsöz Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Sonsöz Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Sonsöz Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Sonsöz Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Sonsöz Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.