"Hepsi Yaralar, Sonuncusu Öldürür!"

Esnaf perişan, esnaf zorda, esnaf bitik..

Esnafın hali hal değildi ki zaten?

Malatyalı esnaf ve iş dünyasının sıkıntısı sürüyor...
Canı yanıyor, canı yansa bile darbeleri kabulleniyor , olağanüstü çaba sarf ediyor.
Deprem sonrası bölgedeki  binlerce esnaf, sıkıntıda. Konteyner dükkanlarda siftah yapmadan bekler neyi beklediğini bilmeden...

Örgütlü değildir, sesini fazla çıkaramaz.

Elektrik faturaları gelmeye başladı nasıl ödeyeceğim telaşı aldı başını gidiyor .

Nispeten daha sorunsuz para kazandıran hizmet sektörü de ağır darbe aldı.

Süper marketlerin, AVM'lerin yaşamımıza girdiği gün çoktan erimeye başlamıştı esnaf.

Carrefour, Migros ve marka ürün müşterileri bu mağazaların açıldığı gün terkettiler mahalle bakkallarını, semt butiklerini,  çarşıları, dükkanları, pasajları..

Çarşıda çeyizciler, kuyumcular ve tuhafiyeciler kaldı sadece iş yapabilen.

Geriye kalan, artık kapı komşumuz sayılan BİM, ŞOK ve A101 üçgeninde sıkışmış küçücük hayatlarımız..
İyice hızlandırdı bu erimeyi.

Sır değil ama bu işlerin uzağında olan bilmez:

"Ek geliri olmayan esnafın ayakta kalabilmesi imkansızdı zaten uzun yıllardır."

Ne demek ek gelir?

Ya meyve bahçesi olacak, ya emekli maaşı, ya başka bir yerden kira geliri, ya eşi devlet memuru olacak, ya da babası zengin vb.

Dolandırıcı çakalları saymazsak yok başka çaresi.

Esnaf ya kıt kanaat geçiniyor ya da zarar ediyordu zaten uzun yıllardır.

Oradan aldığını buraya, buradan aldığını şuraya..

Buna para kazanmak denmez.

Peki bunca insan bu işi neden yapıyor dersiniz?

Pek çoğu çaresizlikten.
Yapabilecek başka işleri, başka vasıfları olmadığından.

Bir kısmı alışkanlıktan, hatta kimileri de can sıkıntısından, kendini oyalayabilecek başka bir meşgalesi, hobisi olmadığından..

Zaten sıkıntılı olan bir sistemin iyice çanına ot tıkadı pandemi.

Yakında buhar olup uçar hepsi.

Çıkarsa da üç kuruşluk canının daha fazla yakılacağını bilir.

Uyanıktır, bu yüzden müşteri kaybedeceğini de bilir.

Mecbur kalmadıkça renk vermez.

Ama kırmızı çizgileri de hep çoğunluktan, güçlüden yanadır.

Rüzgar değişmedikçe fikir değiştirmez kolay kolay.

Günü kurtardı mı yarına Allah kerim.

Dayanır, dayanır, dayanır..

Bıçak kemiğe dayansa bile o yine de dayanır.