PARA KRİPTO 1.0

Serüvenine başladığı günden bugüne para hep bir varlığın, emeğin, bilginin karşılığı olarak süregelmiştir. Para takas işlemlerinde toplumsal bir mutabakatla hep değişim anahtarı olmuştur. Örnek vermek gerekirse Amerika, Avrupa para birimleri.

Neden hep değerli olmuştur?  Çünkü dünyamızda insanın yaşamına en elverişli topraklar orta kuşak karalarının batı kıyılarıdır. Ve sahibi Amerika ve Avrupalılardır. Doğal bitki örtüsü, göl, nehir, akarsular, hayvan popülasyonları, yeraltı ve yer üstü kaynaklarıyla üretim ve tüketim için ihtiyaç duyulan hammadde merkezleri buralardı.

Bunanla beraber kaliteli bilim üreten üniversiteleri, serbest piyasa ekonomisi, çoklu katılımlı demokrasisi bir düzene ve gelişmeye imkan veren sosyal ortamlar ve katma değeri yüksek girişimler. Tüm bunlardı paraya değerini veren unsurlar.

Zaman zaman paranın yerine belli finansal teknikleri geçirmeye çalıştılar ancak insanlar tarafından kabul görmedi. Ve pek tabi ki insanlar için hep yeni bir hayat umudu olarak buralar tercih edilirdi. Düşüncelerinden dolayı, inançlarından ötürü insanlar kınanmıyor yargılanmıyordu.

Yatırım için en seçkin yerlerdi. Bugün Basel (bankacılık kanunları) diye tanımlanan en önemli finansal kurumların kuralları buralarda belirlenmişti. Dünyanın her yerinden insanlar kendi ülkelerinde başlarına bir şey gelmesi durumunda varlıklarını, yatırımlarını, tasarruflarını Avrupa ve Amerika bankalarına yatırıyorlardı.

 Bu gün vergi cennetleri olarak bilinen cayman, Man adaları dahi ortada yokken Amerika ve Avrupa bankaları gözdeydi. Ancak uluslararası antlaşmalar ülkelere anlaşmalı oldukları ülkelerde suçlu ilan ettikleri insanların mal varlıklarına, mevduatlarına el koyma hakkını veriyordu.

 Kendi ülkelerinden düşünceleri ve inançları için kaçmak zorunda kalan insanlar bu ülkelere güvenir varlıklarını buralara taşırdı. Ancak uluslararası antlaşmalar sayesinde bu insanlara ve varlıklarına ulaşmak artık çok kolaydı.

Dünyanın her yerinde iç hesaplaşma sonucu insanların kazançlarına el koyulur, insanlar akıl almaz oranlarda vergi ödemeye mecbur bırakılırdı. Dünyaya bankacılığı biz öğrettik diyen İsveç’te dahi el koymalar yaşandı.

Of shore (Kıyı bankacılığı) bankacılığının merkezi İsveç’te bir zamanlar bu paralarla zenginleşmiş itibar bulmuştu. Suçlu iadesi yoktu. Mevduat sigortası veriliyordu. Ancak bir çok insanın mevduatları buralarda buharlaştı. İnsanlar bir muhatap bulamadılar.

Başvuracakları bir merci yoktu. Egemen devletlerin gelişmekte olan ülkelere uyguladıkları ekonomik ambargolar. EFT (Elektronik Fon Transferi) egemenlerin elindeydi.

Her para transferini izleyip el koyabiliyorlardı. Bu sebeple kara listeye girmemek için devletler amborgolu ülkelerle sınırlı seviyede ilişki kuruyorlardı.

2008’ e gelindiğinde Satoshi Nakamoto dijitalist kriptolog finansal okuryazar Block Hain (Blok zincir) tekniğiyle internette müdahale edilemeyen, izlenemeyen, takip edilemeyen alan yaratmayı başardı.

Ve kısa bir süre sonra mevduat sahipleri mevduat hesaplarından kripto (Şifreli) hesaplara EFT gerçekleştirdiler.

Japon merkez bankasından akıl almaz bir mevduat çıkışı yaşandı.

Japon merkez bankası giden bu parayı telafi edebilmek için Amerika ve Avrupa bankalarındaki mevduatlarını çekme kararı aldı.

Sonrasında Amerika ve Avrupa bankalarında nakit krizi ortaya çıktı. Karşı karşıya oldukları bu gelişmeyi örtbas edebilmek için bu krizi morgate kriziyle açıkladılar.

Ancak morgate finansmanını daha önce Ortadoğu petrolleriyle finanse etmişlerdi.

Artık finansal sistemde  hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Çünkü artık belirlenemeyen, izlenemeyen, takip edilemeyen, el konulamayan vergilendirilemeyen bir para vardı.

***DEVAMI GELECEK…