- ZIT KUTUPLAR, ÖZGÜRLÜK VE MEDENİYET!

Aileyi en iyi koruyan şey İslam’dır. Bu çok güçlü ve hakikat içerikli bir ifadedir ki, İslamsız ailelerin nasıl viranelere, harabelere dönüştüğünü müşahede etmek mümkün...

Çağ dışı bir zamandan kalka bir adeti, zilleti ve ahlaksızlığı günümüz insanlarda görüyoruz. Sodom ve Gomore’yi, Lut, Ad ve Semud kavimlerini iyi bilirler bunlar. Henüz ergenliğini bitirmemiş veya çocukluk dönemindeki sabilere cinsiyetsiz bir hayatı aşılayan bu zihniyet asla bu toplumda yaşayamaz, barınamaz, var olamaz, hayat bulamaz...

Türkiye’nin batıdaki şehirlerinde sokaklara çıkan, gösteri düzenleyen, kirli zihniyetini etrafa saçan, temiz akılları ve bedenleri karanlığa, ahlaksızlığa sevk eden bu kavim, gücünü ve desteğini muhakkak ki batılı ülkelerden alıyor...

Öyle ki batılı birçok basın mecrası, Türkiye’yi bu konuda çok katı, özgürsüz ve zorba olarak dünyaya tanıtıyor. Evet doğrudur. Türkiye’nin bu konuda çok keskin ve sabit bir ilkesi, duruşu vardır. Bu ahlaksızlığa ve ahlaksızlara izin verilmeyecek, müsaade edilmeyecektir...

Varsın bizi dünyaya zorba ve hürriyetten yoksun bir ülke olarak tanıtsınlar. İsterler de bu zihniyetteki kişiler ülkemize dahi gelmesin, bizi bu dünyadan dışlasınlar, ayrı görsünler...

Biz millet olarak bu zihniyetten beriyiz, asla taraf değiliz, bilakis karşıyız, katıyız, keskiniz, doğrucuyuz. Her şey ortadadır ve uzun düşünülmeye ihtiyaç yoktur, bizler Türkiye halkı olarak LGBT’ye de bu zihniyete de onlara destek verene de karşıyız, daima da karşı olacağız...

Ahlaksızlığın, pisliğin özgürlüğü olmaz. Aşırıya kaçan topluluklar bizden uzaktır. Bizler inancımızın, değerlerimizin ve bizi biz yapan kutsallarımızla varız. Kişi bu konuda tarafını da rengini de belli etmeli. Bu işte gri ton yoktur. Ya siyahsın ya beyaz...

Bu kavim sadece dışardan beslenmiyor. İçeriden de destekleniyor. Özellikle de muhalefetten sınırsız bir destek var. Onlara kalsa aynı cinsten evlilikler, özel haklar, çocuklara cinsiyetsiz eğitimler verilmeli...

Onlara göre bu bir hak ve özgürlük. Onların hak ve özgürlük dedikleri bizim en büyük düşmanımızdır. Bu ülkeyi ayakta tutan şey ailedir. Aile her şeydir. O yok olursa, her şey beraberinde yok olur. Düşünün ki bu zihniyet iktidarda. Neler yaparlar neler...

Hep derler ya insanları kutuplara ayırıyorsunuz, bölüyorsunuz diye. Aslında çok haklılar. Zira bizler aynı kutupta değil ve hiçbir zaman da bir araya gelemeyiz. Ne yaparsak yapalım, bir araya gelmemiz mümkün değil, bizler birbirinden bağımsız kutuplarız...

Zira bizim savunduğumuz ve değer verdiğimiz ne varsa onlar düşmanlık ediyor. Bunun nice örneğini bu bir asırda çok daha iyi müşahede ettik çok şükür...

Öyle görünüyor ki bu kutuplar kıyamete kadar ayrı olacak ve bir araya gelemeyecek. Onlar bir fırsat kolluyor. Bu fırsat ellerine geçer geçmez harekete geçeceklerdir. Bizleri ve özellikle de aileyi yok etmek için ellerinden gelen her şeyi yapacaklardır...

Belki bu şuanın konusu değil, ülkede çok daha derin ve sıkıntılı sorunlar vardır, onların tartışılıp çözüme kavuşturulması gerekir ama bir hakikat vardır ki değişmez. Bu millet kuru ekmekle de yaşar ama vatansız, inançsız, ailesiz, kültürsüz, değersiz yaşayamaz, tıpkı Çanakkale’de olduğu gibi...

Bunlar biz iktidara gelirsek her hakkı vereceğiz, her şeyi ve istediğinizi yapacaksınız gibi binlerce vaatte bulunuyor. Sonuçlarını hesap etmeden. Yeter ki oy gelsin, yeter ki iktidar olayım, yeter ki Erdoğan gitsin.

En büyük düşmanları o. Ve o var olduğu sürece bunlar muratlarına eremeyecek. Hatta Erdoğan gitse bile bunlara fırsat ve izin verilmeyecek...

Boş hayaller içindeler. Adına özgürlük ve medeniyet dedikleri şeyin kendi sonlarını getirdiğinden haberleri yok...