Dünya ABD ve İngiltere’den de Büyüktür!

Son bir asırda dünya üzerinden sadece iki gücün varlığından söz edilmişti.

Biri ABD, diğeri İngiltere. İki ayrı kutup olmasına karşında ikisi arasında son 200 yılda asla bir çatışma ve savaş olmamıştır.

Birbirlerine güç gösterisi yaptıkları dönemler olmuştur.

Özellikle İngiltere’nin savaş ve finansal kriz yaşadığı dönemlerde ABD’nin büyük desteği olmuştur...

Bu iki ayrı kutup hala günümüzde kendilerini tek güç ve tek merkez olarak kabul ederler. Nitekim biz bunu Kraliçe Elizabeth’in cenazesinden gördük.

Tüm dünya liderleri tıka basa otobüslerle cenaze yerine taşınırken, sadece ABD Başkanı Joe Biden, 7 araçlık konvoyu ile gelmişti...

Bu karede ve bu harekette çok derin manalar yatıyor aslında. Burada ABD ve İngiltere, tüm dünya ülkelerinin üstünde kendilerini görüyor.

Balık istifi gibi otobüslerle taşınan devlet başkanları da bu iki ülkenin liderliğini kabul etmiş görünüyor...

Cenazeye 500’den fazla lider, devlet başkanı ve siyasetçi katılmıştı. Ancak biri var ki bu cenazeye katılmayarak bu ülkenin liderliğini ve gücünü tanımadığını ortaya koydu.

O da Recep Tayyip Erdoğan’dı. Eğer bu cenazeye katılmış olsaydı, protokol gereği bu otobüse binmek zorunda bırakılırdı ve Türkiye’deki siyasetçilerin ellerine ve ağızlarına koz vermiş olurdu...

Sadece bu davranışıyla bile kendini bir dünya lideri olarak kanıtlamış oldu aslında. Bu hareketle aslında, “ben ABD ve İngiltere’nin gücünü ve liderliğini tanımıyorum” demek istedi...

Bu güce ve kibre boyun eğmeyerek hem ülkesini hem insanlarını onurlandırdı, hem de dünyaya bir mesaj vermek istedi.

Daha önce Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda “Dünya beşten büyüktür” ifadesini kullanmıştı. Bu sefer dünya ABD ve İngiltere’den de büyüktür mesajını vermiş oldu...

Evet dünya hem ABD’den hem İngiltere’den büyüktür. Asırlarca onlarca halkı ve devleti sömüren, savaşlar ve işgallerle yok eden bu devletler, hep insan kanından ve ülkesindeki kaynaklardan beslendi...

Ama artık dünya eski dünya değil. Kimse kimsenin kölesi de değil.

Erdoğan aslında bu davranışıyla tüm mazlum halklara şunu söylemek istedi: “zulme boyun eğmeyin, zalime baş kaldırın, hakkınızı ve kendinizi bu zalim sömürgeci devletlere yedirmeyin...”

Hiçbir devlet, hiçbir halk artık bu sömürgeci devletlere artık boyun eğmemeli, hakkını yedirmemeli ve kendini de ezdirmemelidir.

Mazlum ülkelerin sırtından geçinerek zenginleşen ve gelişmiş ülke konumunda olan egemen güçler, arkasında fakirlik, yokluk, açlık, savaş, kaos, anarşi ve henüz gelişememiş ülkeleri bıraktı...

sömürgeci devletlere baş kaldıran devletler olarak...

Tam bir Osmanlı devlet adamı ruhuyla hareket eden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı herkes alkışlarken, yine muhalefet bu durumu kendi lehine kullanmayı tercih etti...

Nasıl olur da bu ülkenin her bir vatandaşı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu tavrını ve davranışını takdir etmez aklımız almıyor...

Belli bu kaynaklardan besleniyor, gücünü de bu kaynaktan alıyor.

Hatta cüretini de bu kaynaktan alarak gösteriyor.

Bu kaynakların kim oldukları açık değil mi?

Dünyada iki kutup var. Biri ABD ve İngiltere, diğeri Türkiye ve onun yanında olanlar.

Dileyen diğer kutbun uşaklığını ve maşalığını yapabilir. Bizim safımız da yerimiz de bellidir...

Muhalefetin hangi safta olduğu da artık bu ülkenin meselesi değildir. Zira bu zıt kutup ile kıyamete kadar savaşacağız.

Türkiye’nin karşısında olanın yaşam şansı yoktur.

Muhalefet de buna göre ayaklarını denk alsın...