6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli yaşanan büyük depremler, birçok ilimizi derinden sarstı. Bu felaketin en çok etkilediği şehirlerden biri de Malatya oldu. Malatya'da, ağır hasar alan evlerin yerini konteyner kentler aldı. Fakat burada hayatını sürdürmeye çalışanlar için en zor olan, çocukların kaybolan imkanları. Deprem sonrası yeniden bir düzene alışmaya çalışan bu çocuklar, eskiden sahip oldukları birçok şeye artık ulaşamıyorlar.
Bir zamanlar evlerinin sıcaklığında eğitim alan, sokaklarında oyun oynayan çocuklar, şimdi bambaşka bir dünya ile yüzleşmek zorunda. En basitinden, birçok çocuğun eğitim ve bilgiye erişimde bir gereklilik olarak gördüğü internet, konteyner kentlerde neredeyse lüks haline gelmiş durumda. Depremden önce ellerinin altında olan internet, şimdi onların gözünde ulaşılması güç bir kaynak haline geldi. Bu, sadece sosyal medya veya eğlence için değil, eğitimleri için de büyük bir eksiklik yaratıyor.
Çocuklar, internet erişimi olmadan derslerine nasıl devam edebilir? Bilgiye ulaşmak ve öğrenim süreçlerini sürdürebilmek için gerekli araçlardan mahrum bırakıldıklarında, bu açığı nasıl kapatabilirler? Üstelik bu sadece internetle sınırlı değil; parklar, oyun alanları, sosyal faaliyetler de depremle birlikte kaybolan diğer fırsatlar arasında. Çocukların fiziksel ve zihinsel gelişimini destekleyen bu unsurlar olmadan, onların geleceği nasıl şekillenecek?
Deprem bölgelerinde çocuk olmak, sadece bir barınma sorunu değil, aynı zamanda ruhsal bir savaş vermek anlamına geliyor. Çocuklar, hem fiziksel kayıplarla hem de sosyal ve duygusal eksikliklerle yüzleşmek zorunda kalıyor. Bu yüzden, sadece konteyner kentlerde bir çatı sağlamak yeterli değil. Onların kaybolan dünyalarını yeniden inşa etmemiz, onlara umut aşılamamız gerekiyor. Eğitime, oyuna, sosyal hayata erişim sağlayacak imkanlar sunarak, bu çocukların travmalarını hafifletebilir ve gelecekte daha güçlü bireyler olarak topluma kazandırabiliriz.
Çocuklar, sadece bugünün değil, yarının da inşacıları. Onlara gereken desteği vermezsek, bir nesli kaybetme riskiyle karşı karşıya kalabiliriz. Bu yüzden, deprem bölgelerinde çocuk olmanın zorluklarını göz ardı etmemeli ve onların hayatlarını yeniden kurabilmeleri için tüm imkanları seferber etmeliyiz.
Yorum yazarak Sonsöz Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Sonsöz Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Sonsöz Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Sonsöz Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Sonsöz Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Sonsöz Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Sonsöz Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Sonsöz Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.