“Yıkıldı Yolumuzu Bekleyen Şehir”

Bir umutla yolumuzu gözleyen mazlum bir halk vardı. Varlığımız onlara cesaret ve umut aşılıyordu. Türkiye deyince heyecanlanırlardı, sevinip mutlu olurlardı...

Şimdilerde o halk, şehri ile birlikte yıkıldı, yok edildi. Umutları da sevgisi de heyecanı da o yıkıntılar arasında kaldı...

Hasretle bir umutla bekledikleri kardeşlerinden bir yardım gelmedi, son nefeslerini o virane şehirlerinde verdiler. Gazze diye bir şehir, bir halk yok artık. Dostları onları yalnız ve kimsesiz ve çaresiz bıraktı...

Kimse Gazze’ye umut olmak için koşmadı, onlar ölürken önüne set olmadı, aç kalırken doyuran olmadı, evsiz barksız çatısız kalırken kimse kol kanat vermedi...

Sonunda yıkıldı işte. Virane oldu, parçalandı, dağıldı, yok oldu. Hayalleri, umutları, gelecekleri yok artık...

Evlatları, eşleri, çocukları, evleri, camileri, okulları, yolları, sokakları yok artık. Hepsi yıkıldı. Tıpkı başı sıkışsa koşacak kardeşleri varmışcasına içlerinde besledikleri bir umut gibi...

Oysa kardeşlerim dediklerinde en küçükten en büyüğüne gözlerinin içi güler, hasretle yolunu gözlerlerdi. Kardeş Türkiye, kardeş İslam lideri dediklerinde kalplerine bir heyecan bir sevda yanığı düşerdi...

O yok artık. O umut yıkıldı, bitti, tükendi. Tıpkı yeni yeşermiş bir fidanın kırılması gibi. Bir daha yeşermemecesine. Tümüyle, içindeki tüm canlılarıyla öldüler, şehit oldular...

Artık yollarımızı bekleyen bir şehir, bir halk yok. Çünkü yıkıldılar, yok oldular. Bizim yardımımıza ihtiyaçları artık yok...

Ne diyordu şair; “Yıkıldı yolunu bekleyen şehir, şimdi gelsen de bir gelmesen de bir”

Şimdi, dövünsek de ağlayıp sızlarsak da bir anlamı yok. Bizlere el açıp dua eden mazlum bir halk yok...

En başta dik duruşumuzu gösterecektik, sessiz kalmayıp gerekirse onlarla birlikte ölmeliydik. Savaşsa savaş, ölümse ölüm. Dişe dişe kana kan olmalıydı...

Sizler yataklarınızda rahatlıkla ölmeyi bekleyebilirsiniz. Bu sessizliğin utancı ve azabı bize kıyamete dek yeter...

Başları kopmuş, kafataslarında beyinleri erimiş, bedenleri yırtılıp parçalanmış çocukların Rabbine öldürülürken neden kimsenin yardımlarına koşmadıklarını sormayacaklarını mı sanıyorsun!!!

Soracaklar elbet. Biz vefasız, basiretsiz ve imanı zayıflamış halk olarak sorgulanacağız...

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Muhammed Ali Günaydın -


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Sonsöz Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Sonsöz Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Sonsöz Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Sonsöz Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Malatya Markaları

Sonsöz Gazetesi, Malatya ile özdeşleşen markaları ağırlıyor.

+90 (422) 323 52 92
Reklam bilgi

Anket Malatya Büyükşehir Belediye Başkanlığı İçin Kime Oy Vereceksiniz?