21. Yüzyılın Soykırımı... Gazze!

Gazze'de yaşananlar, 21. yüzyılın en büyük trajedilerinden biri olarak tarihe geçiyor. Netenyahu'nun politikaları, Adolf Hitler'in zulmünden bile daha acımasız bir hal aldı. Gazze'de hayat neredeyse durma noktasına geldi. Su yok, elektrik yok, tıbbi malzeme yok. Anane, baba, kardeş, eş... Hepsi birer birer yok ediliyor.

Bu topraklarda yaşayan insanlar, temel yaşam gereksinimlerinden bile mahrum bırakılıyor. Su, en temel ihtiyaç olmasına rağmen Gazze'de neredeyse lüks bir hale gelmiş durumda. Elektrik kesintileri hayatı daha da zorlaştırıyor. Tıbbi malzemelerin yokluğu, hastaların ve yaralıların tedavi edilmesini imkansız hale getiriyor. Bu durum, sadece fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik bir yıkımı da beraberinde getiriyor.

Ailelerin bir arada kalabilmesi imkansız hale gelmiş durumda. Bombardımanlar ve çatışmalar nedeniyle birçok çocuk ananesini, babasını, kardeşini, eşini kaybetti. Gazze'de hayat, her gün biraz daha karanlığa gömülüyor. İnsanlar, sevdiklerinin yasını tutacak zaman bile bulamıyor, çünkü her an yeni bir saldırı riskiyle karşı karşıyalar.

Bu durum, sadece Gazze'nin değil, tüm insanlığın ortak bir ayıbı olarak tarihe geçecektir. Uluslararası toplumun bu trajediye kayıtsız kalması, vicdanları sızlatıyor. Her geçen gün daha fazla insan hayatını kaybederken, dünya sessiz kalmaya devam ediyor.

Gazze'de yaşananlar, bir soykırımın tüm belirtilerini taşıyor. İnsanlık, bu zulme daha ne kadar göz yumacak? Gazze'de hayat, sadece hayatta kalma mücadelesi vermekten ibaret hale gelmiş durumda. Bu duruma sessiz kalmak, insanlık onuruna yakışmaz.

Tüm dünya, bu trajediyi durdurmak için bir araya gelmeli. Gazze'deki masum insanlar, daha fazla acı çekmemeli. İnsanlık, Gazze'de yaşananlara göz yummamalı ve harekete geçmeli. 21. yüzyılda böyle bir trajediye tanık olmak, hepimizin sorumluluğunda olan bir utançtır. Bu zulme son vermek için el birliğiyle çalışmalıyız. Gazze'de hayatın yeniden yeşermesi, hepimizin ortak mücadelesi olmalıdır.