Henüz şehrin ortasından geçen çevre yolu yok iken, çevre yolu güzergâhının bir bölümünde tren hattı vardı. 1960’lı yıllarda istasyondan Emeksiz alt kavşağına kadar tatil günleri dışında sabah, öğlen ve akşam saatlerinde olmak üzere 3 defa tren seferi yapılırdı. Sabah 7:00 sıralarında merkeze gelen tren, işçileri alarak istasyona getirirdi. Öğlen getirir sıtma pınarı ve merkez duraklarına bırakılan yolcu ve işçiler 13:00 civarında geri gelir, akşam iş çıkışında ise tekrar işçiler merkeze bırakılırdı.
Son durak civarında yeni camiye kadar olan bölümde, çok sayıda çeşitli işyerleri ve dükkânlar yer alırdı. At arabalarının yoğun olarak kullanıldığı o dönemde halk arasında payton denilen, faytonlar taksi yerine kullanılırdı. Hatta faytonlar, atlar dahi ipekli kumaşlarla süslenerek gelin arabası olarak da kullanılırdı.
Belli başlı eski mahallelerdeki büyük sokaklarda şehir şebekesine bağlı büyük çeşmeler vardı. Sokağın su ihtiyacını karşılarlardı. Birçok evin de kendi kuyusu vardı. Emeksiz tarafına doğru gidildikçe, iki katlı ahşap evler çoğunluktaydı. Bu evlerin alt katlarında geniş avlular, avlunun ortasında temiz su geçen ve içine süt yoğurt kaplarının koruma amaçlı konulduğu, suyun nereden gelip gittiği belli olmayan küçük su havuzları, avlunun diğer köşesinde tandır ocağı yer alırdı.
Zaman ilerledikçe bina yapıları değişmeye başladı. İlk etapta kerpiç ve kiremit evler yapılmaya başladı. Yapı stoku çoğaldıkça evlerin rengi ve şekli de değişmeye başladı.
Yüksek katlı olarak bilinen 2 katlı evlerin yerini artık 3-4 katlı binalar almaya başladı. 70'lerde betonarme yapılarının çoğalması ile birlikte katlar da yükselmeye başladı.
Elektrik kullanımı yaygınlaştı. Yine 60'lı yılların başından itibaren evlere en azından avlularına kadar su verilmeye başlandı.
Kentin en kalabalık yeri, saman pazarı denilen yerdi. Hayvan alıp satanlar, sütçüler, peynirciler, küpçüler, bisiklet kiralayanlar, karlambaç satanlar, kadayıfçılar, simitçiler, seyyar dondurmacılar, meyan kökü şerbeti satanlar, yolluk dokuyanlar, yüncüler, saraciye, bakkaliye; her ne varsa o bölgedeydi.
Bu esnafların bir kısmı yazın başka kışın başka iş yapardı. Yazın dondurma satanlar kışın sıcak süt, salep satardı. Yazın dondurmalar da seyyar olarak mahalle mahalle gezilerek satılır, para olmayınca eski naylon terlik, eski bakır kaplar gibi materyaller de para yerine kullanılırdı.
Söğütlü cami ahşap bir yapıydı. Tuvaletlerin altından sürekli su akardı ve tuvaletler ücretsizdi. Yazın dondurma satanlar kışın sıcak salep satardı.
Şimdiki emekliler parkı olan yerde belediye binası vardı. Binanın sağ arka tarafında Melek Sineması, Gazi İlkokulu'nun alt kısmında alanda ise İstanbul Sineması, büyük çarşının yerinde sonradan açılan Büyük Sinema, Kız Meslek Lisesi karşısında renkli sinema vardı. Ayrıca, o zaman Boztepe denilen Yeşiltepe Mahallesinde de yazlık ve kışlık sinema vardı. Bu sinemaların ayrıca yazlık sinemaları da vardı. Yazlık sinemalar da Malatya sosyetesinin en önemli eğlence alanlarıydı. Daha sonra televizyon yaygınlaşınca bunların cazibesi pek kalmadı.
Sinema demişken, Malatya'da ilk televizyon, Yeni Cami'nin sağ tarafında itfaiye binası vardı. Onun yanında bir elektrikçi dükkânının vitrininde bir TV vardı. Ne olduğu belirsiz, zaman zaman karıncalı görüntüler vatandaşların dikkatini çekiyordu.
Malatya güzeldi. Her şey güllük gülistanlıktı. Ta ki Hamido’nun hain bir saldırı sonucunda şehit olmasına kadar. Ondan sonra da Malatya'nın tadı da tuzu da kaçtı. Sosyal yaşam uzun süre durdu. İnsanların birbirine olan güvenleri sarsıldı. Sanki birileri Malatya üzerine oyun oynuyordu. 17 Nisan 1978 tarihinde evine gönderilen bombalı paket ile suikast yapılan Hamido’nun ölümü, Malatya’yı hüzne boğdu. Acılı ve kara günler yaşandı. Sonrasında Malatya, Papa'ya silah sıkan M. Ali Ağca olayı, Zirve Yayınevi davası derken Malatya başka bir açıdan yeniden gündeme geldi.
Bunun sonrasında 80 darbesi öncesi siyasi olduğu ileri sürülen olaylar yaşanmaya başladı. Huzur, güven ortamı bozuldu. Yıllarca birbiri ile kardeşçe yaşayan insanlar birbirine düşman edilmeye çalışıldı. Çok tutmadı ama atılan çamurun da izi kaldı. Birçok insan suçsuz, sorgusuz sualsiz, örfi idare kanunlarıyla hapsedildi, haksızlığa uğradı. O dönemde Malatya’nın tadı tuzu kaçtı.
Her şeye rağmen Malatyalı birlik ve beraberlik içinde oldu.
Bir Turgut Özal geldi. Allah rahmet eylesin, mekânı cennet olsun. Malatya’yı da Malatyalıyı yeniden tanıttı. Allah’ına Gurban Malatya deyince Malatya, Özal’ın arkasında Beydağı gibi durdu.
Sonrasında birçok siyasetçi geldi geçti. Bunlar içerisinde, en çok adı duyulanlar ve Malatya halkı tarafından sevilenler içerisinde, başta Turgut Özal olmak üzere, Recai Kutan, Oğuzhan Asiltürk, Metin Emiroğlu, Ayhan Fırat, Mevlüt Aslanoğlu, Öznur Çalık, Vali Ağbaba’yı sayabiliriz. Listeyi uzatmak tabii ki mümkün. Malatyalı olup da Malatya’ya büyük hizmetler veren, birçok Valimiz, kaymakamımız, bürokratlarımız da var tabiki. Bir de Malatyalı olup Malatya’ya gelmeden de hizmet veren hemşerilerimiz var. Hepsini şükranla yad ediyoruz. Vefat edenlere Allah'tan rahmet diliyoruz.
Yorum yazarak Sonsöz Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Sonsöz Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Sonsöz Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Sonsöz Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Sonsöz Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Sonsöz Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Sonsöz Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Sonsöz Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
(1)Rumuz Mağduryaşçaresiz - Yüreğinize -Kaleminize Sağlık. Hocam.. Aldı götürdünuz ...
Yazılan yorumlardan Sonsöz Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Sonsöz Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Sonsöz Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.