Ben bir emekliyim bu ülkede, hayallerim vardı; çaldılar…
Ben bir emekliyim, emeğimi ve hayata dair tüm beklentilerimi elimden aldılar!
Ben bir emekliyim bu ülkede, işimi, aşımı, geçinecek kadar maaşımı (iblisin bile aklına gelmeyen bir “kök maaş” yönetimiyle) kesip kesip vermediler…
Ben bir emekliyim bu ülkede, kendi rızamla emekli olmadım; toplam 31 yıllık hizmet ve 6817 uzun vade gün sayısına karşılık 7.500 TL maaşı bana reva gördüler…
Bu memlekette nedense hep aynı düşünce hakim; halkın oylarıyla seçilip söz sahibi olan herkes, ilk işi kendisine yetki veren halkın ekmeğini elinden almak oluyor.
Gençliğimde bir kitapta okumuştum/kütüphanelerden çıkmadığım dönemlerde okumuştum; İsmet Paşa tünel kazan işçileri teftişe çıkar. Bakar ki bir ateş yakmışlar. Yanındakilerine dönüp; “bu ateşi kim yakmış” der, yanındakiler işçilerden öğrendikten sonra cevabı şöyle olur: “Paşam, malumunuz olduğu üzere kıtlık var, işçiler bayat ekmeğini ısıtmak için ateşi yakmışlar”, Paşa sinirlenir buna; “derhal söndürüverin o ateşi, bugün bayat ekmeği beğenmeyenler yarın yönetimi de beğenmezler” der ve ateşi söndürüverirler…
O zamanlar bu yazıyı okuduğumda anlayamamıştım…
Ama şimdi “bugün bayat ekmeği beğenmeyenler yarın yönetimi de beğenmezler” sözünün ne anlama geldiğini yaşayarak öğrendim.
Meğer bu ülkenin yöneticileri hep fakirin ekmeğiyle uğraşmışlar…
Bu memleketin hazinesinden sorumlu kişi diyor ki; “borçları kapatmak için tabana yayacağız”
Boşaltılan bir hazinenin borçlarını kapatmak için neden taban?
Tavana yaymak varken…
Hem tavan daha çok varsılken.
Açlık sınırının da altında maaş alan tavana niye yayıyorsun?
Kafan böyle mi çalışıyor?
Sen ne biçim hesap, kitap yapıyorsun, ne biçim ölçüp biçiyorsun?
Sonra yine dönüp yine yeni aynı şeyleri söylüyorsun.
Şimdi yine bir seçim arifesindeyiz ve yine sene sonuna yaklaşmaktayız.
Onlar yine ölçüp biçecekler asgari ücretlinin maaşını belirlemek için.
Yaklaşmakta olan yerel seçimleri kazanmak için kesenin ağzını açarlar mı bilmem.
Lakin bilindik bir şey var ki, onların gözü hep fakirin ekmeğinde.
Onlar ne yapıp yapıp illa fakir fukaranın canına okuyacaklar.
Fakire gelince, o da tüm bu olup bitenlere rağmen hep şükredecek sanki alın yazgısı imiş gibi.
Bir taraftan fakirin canına okuyacaklar diğer taraftan da, “fakir zenginden 500 yıl önce Cennete girecek” şeklinde fetvalar vererek fakirliği fakirlere sevdirmeye çalışacaklar.
Emekli olmadan önce bir hayalim vardı…
Emekli olursam; şuraya, şu yerleri gezer ve şöyle şöyle dinlenir kalan ömrümü şöyle geçireceğimi düşünürdüm.
Emekliliği öylesine severdim ki sanki emekli olursam dünyanın tüm dertlerden kurtulacakmışım gibi düşünürdüm ama şimdi n’oldu?
Hayallerimi çaldılar…
Gençliğimde İstanbul’da kaldığım bir otelde sabah kahvaltısını yaparken bir çift turist görmüştüm. Öylesine şen ve neşeliydiler ki; gıpta etmeden edemedim. Yaşları yetmişin üzerinden olan ve emekli olduktan sonra dünya turuna çıkan bu turistlerin kahkahaları hala kulağımda. Bakıp bakıp durmuştum ve kendi kendime demiştim ki; “bir gün emekli olursam ben de bunlar gibi gezip hayatın tadını çıkartacağım”
Ve şimdi tam altı yıldır emekliyim ama değil gezmek cebimde bir simit alacak param bile yok.
Demem o ki; o turistler gibi gezemiyorum, yiyip içemiyorum bana reva görülen emekli maaşla geçinemiyorum…
Hayallerim vardı; çaldılar…
Emeğimi ve hayata dair tüm beklentilerimi elimden aldılar!
Ben bir emekliyim bu ülkede,
Hayallerim vardı;
Çaldılar…
Yorum yazarak Sonsöz Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Sonsöz Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Sonsöz Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Sonsöz Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Sonsöz Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Sonsöz Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Sonsöz Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Sonsöz Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
(3)Yunus - Şevket hocam ellerinize sağlık Çok güzel bir yazı yazmışsınız yazıların çok beğeniyoruz
Cebrail - Hocam elinize sağlık çok güzel bir yazı olmuş
Agursu - Abi ayakta alkışlanacak bir yazı
Yazılan yorumlardan Sonsöz Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Sonsöz Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Sonsöz Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.