Malatya’nın  Yeşilyurt, İlçesinin tarihi tam olarak belirlenemese de yapılan araştırmalar, ilk yerleşimlerin Bizans döneminde, 8-9. yüzyıllarda başladığını gösteriyor. İlçe, Osmanlı döneminde Çırmıktı, Cumhuriyet döneminde ise İsmetpaşa adını almış ve 1957 yılında Yeşilyurt olarak ilçe statüsüne kavuşmuştur.

Yeşilyurt, tarihi kalıntılar bakımından zengin olmasa da Osmanlı tarzı ev ve yapılarıyla dikkat çekiyor. İlk yerleşimlerin Camii Kebir bölgesinde gerçekleştiği, bu bölgeye yerleşenlerin Hamit, Kasım ve İdris adlı üç kardeş olduğu rivayet ediliyor. İlçede, Taftacık bölgesinden gelen Kölükoğulları ailesinin ilk yerleşmeyi gerçekleştiren topluluk olduğu kabul ediliyor.

Doğal Güzellikler ve Gezilecek Yerler

Yeşilyurt, doğal güzellikleriyle öne çıkıyor. Derme Suyu’nun geçtiği bahçeler, Gündüzbey Mahallesi, Pınarbaşı, Şabandede, İnek Çayı’nın benzersiz vadisi, Koru Deresi ve Güvercin Pınarı gibi birçok doğal alan, ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Yaz aylarında mesire yerleri dolup taşarak ilçede büyük bir canlılık yaşanıyor.

Yeşilyurt halkının büyük bir bölümü tarım ve hayvancılıkla geçimini sağlıyor. İlçenin ova köylerinde kayısı, tütün ve hububat yetiştiriciliği yapılırken, dağlık bölgelerde ekilebilir arazi yetersizliği nedeniyle hayvancılık ön plana çıkıyor. İlçede ayrıca dokuma ve tekstil sanayisi önemli bir yer tutuyor. Özel sektöre ait irili ufaklı fabrikalar, ilçenin ekonomik gelişimine katkıda bulunuyor.

568 km² yüzölçümüne sahip olan Yeşilyurt, 82 mahalleden oluşuyor. Doğuda Malatya, batıda Akçadağ ve Doğanşehir, güneyde Adıyaman ve Çelikhan, kuzeyde ise yine Malatya ile çevrili olan ilçe, kara ikliminin etkisi altında. İlçede kırsal kesimlerdeki göç dikkat çekerken, nüfusun büyük bölümü merkez mahallelerde toplanmış durumda.