Nelere göğüs geriyoruz ?
Aklımızı ne kadar doğru kullanıyoruz?
İnsan-ı kamil olmak için çaba gösteriyor muyuz ?
Bunlara bizlere bahşedilen nimetler değil mi? Neden kullanmıyoruz ?
Bugüne sorularla başladım .
Çünkü gördüklerim ve duyduklarım karşısında artık bir şeyler yazmam gerektiğini düşündüm.
Allah Kur’an’da sürekli aklımızı kullanmamızı söylüyor.
Akletmez misiniz ?
İnsanı ne kadar da bir şeyleri düşünmesi için yokluyor değil mi?
Mümin suresinde “ DİRİLTEN VE ÖLDÜREN O’DUR. GECEYLE GÜNDÜZÜN PEŞİ SIRA GELMELERİ O’NUN (İŞİDİR). AKLETMEZ MİSİNİZ? ” DİYOR.
Bence bu apaçık aklımızı kullanıp tek bir yaratıcının olduğunu düşünmemizi sevk eden ayettir.
İnsanlar gözlerini ve kulaklarını hakka ve hakikate kapattıkları sürece bunu hatırlatmaya devam edeceğim.
İnsanoğlu aklını kullanarak her daim doğruyu , yanlışı , iyiyi , kötüyü ayırt ederek belli bir alana yönelmiştir.
Aklımız bilgi ile çalıştığından dolayı, kullandığı malzeme direkt olarak bizi bağlar çünkü düşünme biçimimizin de bilgi ile yakından alâkası vardır.
Tefekkür etmek; günahlarını, mahlukları ve kendini düşünmek Allah’u Teâlâ’nın yarattığı şeylerden ibret almaktır.
Yoktan var edeni tanımak, eserlerinden yola çıkarak tefekkürle anlamaya ve yürekten bağlanmaya yol bulmak için yönümüzü Rabbimize dönmeliyiz.
Kullar olarak bizim Allah ile ilişkimizi derinden anlamaya, kavramaya ve Allah’ı hayatımızın merkezine almamıza ihtiyacımız var. Aynı zamanda, zihnimizin “niçin?” Sorusuna anlamlı bir cevap bulabilmesi ve “nasıl?” İçin arayışa geçmesi için de tefekkür şarttır.
Tefekkür; Yaşadığımız bu fani dünyada , ruhumuzun nefes alması için, bozulan fabrika ayarlarımıza geri dönmek, yaşadıklarımızı Allah ile irtibatlandırarak doğru düşünmeye ve doğru yaşamaya gayret etmek için olmazsa olmazımız olmalı.
Yaptığımız bütün işlerin bizi daha iyi bir yere taşıması, her yaptığımızın ibadete dönüşmesi ve bizi dosdoğru durduracak ve tutacak anlayışla buluşabilmemiz için, tefekkür etmeye vaktimiz var mı?