Geçtiğimiz hasta sonu yeni bir operasyon, yeni bir yoğun bakım heyecanı yaşadım.
Aslında bu tür alanlara da, bu alanlarda yapılan operasyonlara da alışkınım. Ancak operasyon yapılan kişi kendiniz olunca iş değişiyor tabi.
Önceden yapılan işlemi görüyor, bilgi alıyor, izin verilirse fotoğraflıyor, video çekiyorduk.
Bu defa öyle olmadı. Bizim fotoğrafımızı videomuzu, hatta canlı canlı filmimizi çektiler diyebilirim. Sadede gelecek olursak hafta başında daha önce stent takılı damarın birinde tıkanma olmuş ondan dolayı sıkıntı yaşıyordum.
Operasyonu, durumu tespit eden Kardiyolog Prof.Dr Erdal Aktürk hocamız ekibiyle birlikte yaptı. Yapılan operasyonda da tıkalı olan damar uzun bir uğraş sonunda açıldı ve yeni bir stent takıldı.
Yapılan operasyon ise lokal anestezi usulüyle yapıldığı için, monitörlerden yapılan işlemi izleme şansım da oldu. Tabi bu esnada habercilik yapamadık. Fotoğraf, video çekemedik ama kalbimizin içini de görmüş olduk.
Öncelikler Sayın Prof.Dr Erdal Aktürk hocam başta olmak üzere, Ameliyathane ekibine çok teşekkür ediyorum ellerine emeklerine sağlık. Allah yardımcıları olsun. Güç ve kuvvet versin.
Operasyon sonuçlandıktan sonra prosedür gereği yoğun bakım ünitesine alındık. Ameliyattan ya da hastanede yatmaktan korkmuyorum da her nedense yoğun bakımda yatmaktan tedirgin oluyorum.
Cam kenarında, tam otomatik kumandalı bir hasta yatağı, dışarda kar yağıyor. Tam seyirlik, çok güzel sevdiğim bir manzara. Kar yağışının şiddeti pek belli olmuyor ama ara sıra geçen araçların farlarından dolayı görüntü netleşiyor.
Haliyle yoğun bakımda biraz üşüyorsunuz. Yapacak bir şey yok. Oranın kuralı da öyle. Mecburen nekahet dönemi bitene kadar beklemek zorundasınız.
Burada özel bir teşekkürü de yoğun bakım çalışanlarına etmek istiyorum. Yoğun bakımda çalışan herkese Allah kolaylık versin. Allah yardımcıları olsun. Büyük bir sabır ve özveriyle hastaların bütün ihtiyaçlarını karşılamak için canla başla çalışıyorlar.
Yüzlerinde ekşime yok. Surat asma yok. Eskiden bildiğimiz gibi ceberut hemşireler yok çok şükür. Hepsi bir kardeş, bir abi, bir abla, bir anne şefkatiyle, güler yüzle yaklaşıyor hastalara. Bu da hastalara moral oluyor.
Seslenirken, uyandırırken, ilaç verirken o kadar naif davranıyorlar ki, insanın içinden bu hizmet memnuniyetinden dolayı uzun süre yatma arzusu geçiyor. Ama bu tür yerler için ortak bir duamız var. ‘Allah oraya düşürmesin, Orasız da etmesin’ diye.
Bu vesile ile başta Sayın Doktorum Prof.Dr Erdal Aktürk ve Ekibine, Servis ve Yoğun Bakım Personeline, Yakın ilgisini esirgemeyen Hastane yönetimine ve arayan soran, eş dost ve yakınlarıma teşekkür ediyorum.