Siyasetin en kirli tarafı da budur işte; Yalan söylemek. At yalanı kimi inandırabilirsen. Seçimden önce ben kimsenin ekmeği ile oynamayacağım, kimseyi işinden etmeyeceğim, namusum ve şerefim üzerine yemin ediyorum diyen şahıs, istedikleri belediyeleri alınca, bu sözünü tutmamış binlerce insanı ve emekçiyi kapının önüne koymuştu...
Bugün aynı şahıs gittiği illerde de bu belediyeleri bana verin çiftçiye elektriği bedava vereceğim diyor. Güzel bir vaat ama vatandaş sormaz mı, “ulan o kadar elinde belediyeler var, hangi biri çiftçiye elektriği bedava veriyor” der...
İstanbul, Ankara, İzmir gibi birçok büyükşehir ellerinde, hadi bugünden tezi yok, o belediyelerde çiftçiye elektriği bedava versinler. Yapabilirler mi yok. İşleri güçleri yalan dolan. Daha önce namus sözü verip, sözünde durmayan adama güven duyar mı bu millet?
Siyasetçi en evvel ahlaklı olmalı, dürüst olmalı, tutarlı olmalı. Peki bu siyasetçide bunlar var mı, yok. Ancak fitne, fesat saçsın, ortalığı birbirine katsın, fırsat buldu mu iktidarı kötülesin, halka tepeden baksın...
Daha kendi içlerinden bir aday çıkarmaktan aciz olan bu ittifak, bugün hemen seçim olsun istiyor. Sanki bugün seçim olsa, adaylarını açıklayacaklar. Kendi ittifakların da bile her biri bir baş olmuş, o benim adayım, bu benim adayım diyor...
Neredeyse 3 yıla yakındır bu belediyeleri ellerinde tutan ittifak, bu millete bir tek hizmet getirmiş değil, bir projeyi tamamlamış değil, bir faydalı işe imza atmış değil. Varsa yoksa yalan dolan ihaleler, milletin paralarını konserlere sergilere, eğlencelere saçmalar, başına estiği gibi tatillere çıkmalar, belediyelerinin içine terör militanlarını doldurmalarla meşgul...
Evet, çıkardıkları işçi ve emekçi insanların yerine, ittifak ettikleri HDP’nin, yani PKK’ya sempati duyan militanları doldurdular. Hatta birinin o kadar çok danışmanı olmuş ki, o maaşlarla küçük bir belediyenin giderleri karşılar, onlarca hizmet hayata geçirilir...
Nasılsa fırsat ellerine bir kere geçmiş, ne varsa gelişine vurgunu vuruyorlar. Sonraki seçime kadar milyarlarca lirayla batmış belediyeleri halka teslim edecekler. Onlar vurgunu vurmuş, servetlerine servet eklemişler nasılsa, varsın bundan sonra belediyeyi kazanmasınlar...
Şimdi fırsat ellerindeykene sadece kendilerini değil, yandaşlarını da zengin ediyorlar. Yüz milyonlarca lirayı yalan dolan ihalelerle yandaşlarına aktardılar. O kadar yandaşlarını tıka basa doyurdular ki, bu belediyeleri 20 yıl geriye götürdüler. Nasılsa kimse hesap soramaz, kimse bir şey diyemez, devlet hele hiçbir şey yapamaz, o kadar rahatlar...
Bu kadar kirli bir ittifak, bugün doğu illerine gidip, buradaki belediyeleri de sülük gibi emmek için vatandaştan oy talep ediyor. Hatta nerede olduğunu bile unutan zat, Şanlıurfa, fındığın yüzde 42’sini üretiyor demez mi. O kadar coğrafya bilgisi, memleket sevdası var ki, tam isabet açıklamalar yapıyor...
İşte milleti bu kadar aptal ve ahmak yerine sokan bir ittifak var karşımızda, yalan yanlış algılarla memleketi birbirine düşüren bir ittifaktan söz ediyorum. Bu zat yarın Ordu’ya gider, “burası kayısının başkentidir” derse hiç şaşmayın. O kadar iyi bir coğrafya bilgisi var, ne de olsa hesap uzmanı...
Belediye seçimleri bu millet için acı bir tecrübe oldu. İstanbul’u, Ankara’yı ve daha birçok ili bunlara emanet eden halk, çok acı bir tecrübe yaşadı. 3 yıldır tek bir hizmet ortaya koymamak bir yana, mevcut hizmetlerin de içine eden bu ittifakın aynı belediyeleri tek kazanması zor. Güven kırıldı bir kere...
Milletçe bizi bu dar boğaza sürükleyen ve gelecekte milyarlarca borçla bu belediyeleri halka teslim edecek olan bu kirli ittifakın nihayet sonu gelecektir. Bu belediyelerle 20 yıl geriye gitmiş olsak da bu millet, yeni hizmetlerle bu acı tabloyu da aşacaktır...
Yeter ki, bu ayak bağı olan ve hiçbir eserinden nam-ı nişân olmayan bu ittifak, milletin ayağına köstek olmasın. Her zorluk birlikte aşılır evelallah...