Türkiye genelinde yaklaşık 2 milyon 607 bin gencimiz YKS sınavına girdi. Tam da sınava gireceği günün öncesinde Katar mevzusu sosyal medyada yayıldı. Aslında yayılan şey, Türkiye ve Katar arasında yapılan askeri sağlık anlaşmalarını içeren bir protokol...
Yani sosyal medyada yayılan Katarlılar Türkiye’de sınavsız Tıp Fakültesi, Diş Hekimliği gibi meslekleri sınavsız okuyabilecek yalanı gibi değil. Yalan diyoruz, çünkü bu haberi yapan birçok haber sitesi ve medya kuruluşu özür diledi, haberin yalan olduğunu itiraf etti...
Haber yalan ve gerçekten uzak olsa da tesiri asla bitmez. 2,5 milyon gencin kafasına şüphe ve endişe girdi bir kere, hem de sınava saatler kala. Bu yalanı devam ettirmeleri ise bambaşka bir skandal...
Hala utanmadan sıkılmadan yalanına devam eden muhalefetin başı, milleti aptal durumuna düşürerek, Katar ile ilgili hükümete sorular soruyor ama aldığı 2,5 milyon gencin vebalini hiç düşünmüyor...
Ne kuldan utanmaz, ne Allah’tan korkmaz bu muhalefet ve ona çanak tutan medya kuruluşlarının yalanları yatsıya kadar sürmesine rağmen, yalan söylemeye ve bu yalanı süsleyip millete sunmaya devam ettiler...
Evet belki birçoğu yalan haberini silip özür diledi ama bir kere bu vebale girdiler ve bu gençlerin hakkını, geleceğini, hayallerini küçük bir yalanla çaldılar...
Bu utanılacak bir şey değil sadece, bu ahlaksızlıktır, namussuzluktur. Daha başka şeyler söylemek geliyor içimden ama dilim varmıyor...
Kimileri bu duruma “Allah’ından bulsun, lanet olsun, kirli siyasetini başınızı yesin, hakkımız haram olsun” dediler ama bu zihniyet hakkı hukuku ve ahlakı gözeten bir yapıya sahip değil ne yazık ki...
Bir de sınavın ilk günü biter bitmez, sosyal medyada bir başka yalanı ortaya attılar. Sınav soruları çalındı diye. Gençlerimiz ikinci sınava girmeye hazırlanırken bir şok daha yaşadılar, hayatları bir film şeridi gibi geçti önlerinden...
Bu yalan da çürütüldü ama çürüse ne yazar. Bir kere bu yalan genç beyinlerde büyük şüpheler uyandırdı. Sosyal medya, kirliliğini o kadar aşikar etti ki, bu ülkede kendisini en büyük düşman konumuna getirdi...
Evet bu ülkeye ve bu ülkenin değerlerine düşman bir kesim var. Adı muhalefet. Sadece ülkeye değil, ülkenin içindeki tüm değerlere, tüm insanlara bir husumeti, bir düşmanlığı, bir kini var. Hatta bu yalan öyle bir surete büründü ki, adeta bir cani, canavar, aşağılık bir mahlukat sıfatına inkılab oldu...
Yalanları ortaya çıksa bile, yalanlarını sürdürmeye devam ettirme çabalarını hayretle izliyoruz. O kadar ısrarcılar ki, attıkları yalana kendileri bile ikna olmuş. Özgür düşünce dedikleri bu olmasa gerek. Dilimdekini dudağıma ve yazıya dökemiyorum. Açıkça söyliyim, içimden geldiği gibi küfür ve hakaret edemiyorum...
Daha doğrusu küfür ve hakaret etmekten utanıyorum. Aslında bu kirli zihniyete karşı ne kadar tahammülkar bir millet olduğumuzu anlayabiliyorum...
Kirli siyasetlerine, yalanlarına, iftiralarına, çirkefliklerine, ihanetlerine, vurdumduymazlıklarına, yolsuzluklarına, hırsızlıklarına, taciz ve tecavüzlerine ve diğer tüm pisliklerine rağmen bu millet tahammül gösteriyor, sabır gösteriyor, içine atıyor...
Bu aşağılık yalanlarla sadece 2,5 milyon gencin değil, onların ailelerini, sevdiklerini yıktılar, üzdüler, haklarına girdiler. Bu kadar gencin hakkını gasp ettiler, kirli ve çirkin bilgilerle zihinlerini bulandırdılar. Gençlerimiz maalesef sıfır moral ve bitkin bir motivasyonla sınava girmek zorunda kaldılar...
Yazık ettiler ama akılda tek bir soru var. Bu yalanın bir karşılığı olmayacak mı. Bu yalanı ortaya atanların, bu gençliğin moral ve motivasyonu bitirenlerin, yalan ve şüpheyi zihinlere kazıyanların bir cezası olmayacak mı. Ya da en kısa bir ifade ile kim bunun hesabını verecek?