İnsanoğlu birçok şeyle imtihan olur. Bazen musibetle, bazen hastalıkla. Bazen sen bir başkasının imtihanı olursun, bazen de başkası senin imtihanın olur...
Ülkece büyük zorluklar yaşadık, her musibete her hastalığa ve zorluğa katlandık, direndik, ayakta durduk. Ancak hiçbiri ihanet kadar bize acı vermedi. Evet siyasette dostum, arkadaşım, kardeşim dediklerin sana öyle bir ihanet ettiler ve sırtından bıçakladılar ki, düşmanın verdiği yara bunun yanında ufak bir sıyrık kalır...
Biriyle dostluk edersin, arkadaşlık edersin, zamanla bu dostluğu bitirebilir veya azaltabilirsin, ancak siyasette biriyle yol arkadaşlığı yapıyorsan ölüme kadar aynı yolda gidersin, yol ayrılığı yaşamazsın...
Birçok suret gördük siyasette, arkadaşım, kardeşim diyerek kıymet verdiklerine öyle makamlar bahşedersin ki onlar yetmez, daha çok şey isterler senden. En sonunda kendi menfaatlerin için yol arkadaşlığını bitirirsin, karşı cepheye geçer onunla savaşmak zorunda kalırsın...
Siyasette böyle kahpelikler çok pardon, böyle ihanetler çokça olur. Birçoğunu da gördük hamd olsun. Kimlerin hangi surete girip ne fırıldaklıklar yaptığını iyi müşahede ettik...
Kendi çıkarlarını her şeyin ve her kesin üstünde tutunlar hiçbir zaman iktidar olamazlar
Bazen de aynı ihaneti karşı cephende savaştığın kimselerde görürsün, bu çok normaldir. Senin fikirlerini kabul etmek zorunda değildir, seni iktidardan indirmek için elinden geleni yapar. O kendi varoluş mücadelesini verir...
Ancak hiçbir mücadelede kişi kendi menfaatlerini vatanından, milletinden, devletinden ve dini değerlerinden üstün tutamaz, onları ayak altında çiğneyemez, küçük göremez, görmezden gelemez, yok sayamaz...
Bu kişilikte bir siyaseti sadece ihanetle değerlendiremezsiniz. Gözünü hırs bürümüz bir siyasetçi kendi menfaatleri ve parti çıkarları uğruna bu kutlu değerleri çiğneyemez, yok sayamaz...
Bu Halk öyle şeylere şahit oldu ki, girdiği hiçbir harp milleti bu kadar yaralamadı, üzmedi. Bir harbe girersin, düşmanla cenk edersin yenersin veya yenilirsin. Ama bu öyle bir şey değil...
Ülkede anarşi, bozgunculuk, kaos, fitne, çatışma, ekonomik kriz, görüş ayrılığı ve isyan çıkarmak için elinden geleni yapan bir muhalefet var içimizde. Hele ki bu zor günlerde milleti, devleti zor durumda bırakmak, dünya gözünde küçük düşürmek için her türlü fitne ve iftirayı atmaktan çekinmiyorlar...
Sosyal medyayı kendilerine siper edip, devleti milleti zavallı bir durumda gösterenler, devleti yetersiz gibi dış basına lanse edenler, yaşananları kendi lehine kullanan siyasetçiler gördük...
Bugünler de geçer elbette. Belki bu yapılanlar unutulur gider ama devletin göstermiş olduğu müdahale, başarı ve mücadelesi hep akıllarda kalacaktır. Öyle ki devletimizin bu gibi durumlarda ne kadar güçlü ve etkili olduğunu görmüş olduk. Hamd olsun güçlü, kararlı ve bu zorluklara karşı iyi mücadele veren bir devletimiz var...
Bu yangınlarda, sel felaketlerinde bunca canımız, kayıplarımız oldu. Ancak bu muhalefet yine bizi şaşırmadı. Bu zorluklara karşı yardımcı olmak, el olmak, destek vermek yerine, devleti eleştirmekle, devletin ayağına köstek olmakla yetindi...
Bunca mücadeleyi veren, hayat kurtaran, canını siper eden insanları görmezden geldi. Muhalefet, tek bir işi varmış gibi hareket ediyor. Sadece eleştirmek. Bir başarı veya mücadele ne olursa olsun sadece eleştirmekten başka bir işe yaramayan bir muhalefet var bu ülkede...
Milletin derdiyle dertlenmeyen, acılarını paylaşmayan, zorluklarla mücadele etmeyen ama her konuyu kendi lehine çevirip eleştiren bir muhalefet. Gerçekten acınası bir durum. Duygusuz, inançsız, menfaatçı, kibirli, iki yüzlü siyasetten bıktık. Şükür ki bu millet yapılan hiçbir şeyi unutmuyor. Anladık ki, bu ülkenin başına bela olmuş, hiç bitmeyecek bir musibet daha var o da muhalefet...