Kuzey Irak’ın Gara bölgesinde 13 canımız şehit düştü. Canımız, yüreğimiz yandı. Allah cümlesine rahmet, ailelerine sabırlar ihsan eylesin. PKK terörünü ise Allah kahr-u perişan eylesin. Bu teröre vesile olan, gizli destek olan, yandaş olana da Allah rızasından mahrum eylesin...
Bu bölgede operasyonlar günler öncesinden başlatılmıştı. bölgedeki harekatlarda amaç elbette, burada esir edilen vatan evlatlarını kurtarmaktı. Yıllardan beri orada esir olarak tutulanlar için, her ne kadar diplomatik girişimler yapıldıysa da bir netice alınamamıştı...
Şehitlerimiz bir bir düşerken, muhalefet her zamanki gibi, yapacağını yaptı. Terörü kınadılar, kınamasına ama bu terörün adını kullanmaktan acizlik gösterdiler. Başta ana muhalefet, PKK adını bile kullanamadı...
HDP, terörün siyasi uzantısı olduğu halde kendi açıklamasında PKK’nın adını geçti ama muhalefetin zavallılığından mı yoksa iş ortaklığından mı bu ismi kullanmaktan çekindi. Her neyse mesele bu değil tabiki...
Asıl mesele, batının bu duruma sus pus olması. Bu sessizlikleri elbette çıkar ilişkisinden kaynaklanıyor. Başta ABD ve AB ülkeleri, yıllarca bu örgütü veya bu örgütün uzantılarını kendi çıkarlarına kullandılar...
Türkiye, ne zaman Kuzey Irak’a, Suriye’ye bir operasyon gerçekleştirse sesi, Suriye’den, Doğu Akdeniz’den, AB’den, Amerikan kıtasından geldi. PKK terörü, bu esirleri bırakmak için hep bir yerden talimat almayı bekledi. Özellikle Şehitlerimizin başından vurulması, Türkiye’ye batıdan gelen bir gözdağıydı...
PKK’nın batıyla ne alakası var, batı nasıl bir mesaj vermiş olabilir diye düşünebilirsiniz. Batının girişimi ile Katar, Arap birliğine tekrar çekilmek ve Türkiye’den uzaklaştırmak için Körfez zirvesine masaya oturtuldu.
Yunanistan’ın Türkiye düşmanları dostlarını Atina toplamasını daha önceden bahsetmiştik. İsrail ise, bölgedeki tüm Arap devletlerini normalleştirme anlaşmaları yaparak, İslam’dan, özelde Türkiye’den uzaklaştırdı. Türkiye’yi her bölgede, her alanda, her planda yalnızlaştırmak için her şey yapıldı...
Yıllarca bu esirleri elinde tutan PKK, ne oldu da birdenbire talimatsız bir şekilde şehit etsin. Hiç mümkün mü. Asla. Muhakkak ki bir yerlerden talimat geldi. Burada tetiği çeken PKK terörü olsa da azmettiren ya ABD’de yeni yönetimi devralanlar ya da Türkiye’nin bölgedeki varlığından rahatsız olan bölgesel ve küresel güçlerdir...
Bir anlamda PKK’nin bu bölgedeki varlığını ortadan kalkmasını istemeyenler de bunu yaptırmış olabilir. Çünkü PKK var olduğu sürece Türkiye’ye huzur gelmeyecektir...
Türkiye de bu kararlılıkla terörün kökünü bitirmek için Pençe harekatlarını başlatmıştı. Neredeyse bitme noktasına geldiler. O kadar Türkiye’nin sınırlarından uzaklaştılar ki, neredeyse Irak’ın 35 kilometre içerisine kadar gerilediler...
Sınırlarda barınamayacaklarını anladıkları anda, Kuzey Irak’ın başkenti Erbil’in dağlık bölgelerine sığınaklar yapmaya ve burada yeniden yapılanmaya başladılar...
Irak federal hükümeti ile Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi, PKK’nın varlığından rahatsızlık duydukları ve bu operasyonların hiçbir zaman bitmeyeceğini düşünerek, Sincan bölgesindeki tüm silahlı güçleri temizlemek için anlaşmaya varmıştı. PKK uzantıları kısa süre içinde bu bölgeleri boşaltmazsa, Türkiye’nin Sincar’a da gireceklerini çok iyi biliyorlar...
Esasen PKK tamamıyla bitmişti ki, bölgesel güçler bu örgütü ve onun Suriye’deki uzantısı olan YPG-PYD terör örgütünü sınırsız bir şekilde silahlandırdı...
Bu terör bitmedikçe, bu operasyonlar da bitmeyecek ve Türkiye bu mücadeleden bir adım geri durmayacaktır. Gerekirse terör örgütleri ve onu destekleyenlerle, yandaş olanlarla, onu görmezden gelenlerle, el altından güçlendirenlerle kıyamete kadar husumetimiz devam edecektir... vesselam...