Türkiye’de muhalefetin başta aşağı kimyası değişti. Birbirine düşman rakip muhalefet partileri artık kendi aralarında oyuncu değişikliği yapabiliyor, biri ötekine kurgu-tiyatro için eleman gönderebiliyor. İYİ Parti Genel Başkanı Hatay’da bir kuyumcuya giriyor, önceden kuyumcunun yanına esnaf gibi yerleşmiş bir CHP’li, başlıyor medyanın önünde Türkiye’yi, devleti, hükümeti kötülemeye. Sonradan anlaşılıyor esnaf olmadığı, olay ellerinde patlıyor.
Hedefleri, amaçları, gayeleri sadece devleti ve hükümeti eleştirmek. Her türlü kılığa, her türlü iğrenç karaktere kendini dönüştürme kabiliyetine sahipler. İşte bunun adı tencere kapak siyaset. Birbirinden farkı yok. İki parçanın vücut bulmuş hali. Ayrı çizgileri de olsa, aynada birbirinden farksızlar...
Oyunları ellerinde patladığında başka bir oyunu devreye sokuyorlar. Tezgah belli, ajans belli, muhalefet besbelli. Tarihte iktidar olabilmek için bu kadar kılıktan kılığa giren, alavere dalavere yapan, yalanı gerçekmiş gibi oynayan ama buna rağmen hiçbir seçimi kazanamayan bir muhalefet daha yoktur bence...
Bu iki muhalefet parti o kadar iç içe girmişler ki, artık renklerini, cisimlerini, amaçlarını birbirinden ayırmak neredeyse mümkün değil. Biri güya milliyetçi, diğer solcu, tam da birbirine düşman iki parti olması gerekirken, gelin damat gibi bir gerdekte halvet oldular...
Hele biri var ki, gittiği her yerde olay çıkıyor, yaptığı her şey olay oluyor, kurguladığı her oyun başında patlıyor. Diğeri iktidarın yaptığı her hayırlı işe üç maymunu oynuyor, illa da seçim isterim bu sefer iktidar olacağım diyor. Kendi belediyelerinin yolsuzluklarını, hırsızlıklarını, ihale vurgunlarını, parti içindeki taciz, tecavüz, kadın istismarını, cinsel istismarlarını görmezden geliyor, bir de utanmada iktidara talibin diyor...
Al birini vur ötekine misali. Bu ikisinden de ne köy olur, ne kasaba. Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş. Bunlara ne desen az gelir. Her iki muhalefetten de bu ülkeye hayır gelmeyeceği aşikar. Daha terörle bile arasına mesafe koyamayan bu partiler, Türkiye’nin uluslararası atılım ve başarılarını bir batılı zihniyet gibi içine hazmedemiyor...
Bülbül güle, Karga çöplüğe götürür adamı. Bunların Türkiye’yi nereye götüreceği geçmişleri ile şuan yaptıkları ile çok belli değil mi?
Ellerindeki belediyeler bir bir patlamaya başladı. Her ihalede milyonlarca lira yolsuzlukları bir bir ortaya çıktı. Tek hizmetleri yok, kasa tam tıkır kuru bakır. Öyle ki tüm bunları halktan bile gizlemiyorlar, hırsızlarıyla servetlerine milyon liralar eklemeye devam ediyorlar...
Bu 3 yıl çarçabuk geçse de bunlardan kurtulsak diye bekleyen, bunları seçtik diye binbir pişmanlık duyan kendi seçmenleri bile isyanın eşiğine geldi. Her taraflarından pislik akmaya başladı. Yeniden bir seçim olsa bu pisliklerin ne yolsuzluklar yaptığını, servetlerine ne kadar servet eklediklerini görecekler ama iş işten geçecek. Şimdi bir tekini bile yolsuzluktan içeri atsan, iktidar belediyelerimizi elimizden alıyor deyip batıya şikayet edecekler, mağdur edebiyatı oymaya başlayacaklar...
Maalesef şuan hiçbirine dokunamıyorsun. Belediyeleri istedikleri gibi kendi lehlerine kullanıyorlar. İhaleleri kendi yandaşlarına, 10 lira yerine 100 liraya veriyorlar. Aradaki farkı ise kendi aralarında paylaşıyorlar, tabi bir kısmını destek aldıkları partilere de veriyorlar...
Devletin eli kolu bağlı, hiçbir şey yapamıyor. Ne hırsızlıklarına, ne yolsuzluklarına, ne arsızlıklarına, ne de ihanetlerine bir şey yapılmıyor. Evet belki halk görüyor bunları, bir daha ki seçimde hadlerini bildirecek ama iş işten geçiyor, ceplerini doldurup kenara çekiliyorlar...
Olan kaynağı, parası yenen halka oluyor. Hırsızlıklarıyla, arsızlıklarıyla, ne Allah’tan ne kuldan utanıyorlar. Kul hakkını gözeten yok. Haram zıkkım olsun diyorum. Allah bir kuruşunu bile kimseye yedirmesin. Bunu sadece muhalefet belediyeleri değil, her kim yapıyorsa yapsın Allah misliyle onlardan çıkarsın...
Kul hakkı yiyen, yolsuzluk yapan namussuzlara diyorum. Bunların ne ahlakları ne üslupları ne jargonları ne edepleri ne şerefleri ne haysiyetleri ne de onurları var...