Birden bire oldu, her yer yanıp kül oldu diyebilirsiniz. Kimine göre şüpheli, kimine göre sabotaj, kimine göre rant elde etmek için bunca ağaç yakılıp yok edildi...
Tüm bunlar bir tarafa Türkiye’nin ciğerleri yanıp kül olurken, birileri sürekli siyasi çıkar elde etmek için ortalığı velveleye verdi. Bazı ahmaklar, turizm bölgesinde yeni oteller inşa edilecek, bu yüzden yakıldı diyor. Ama kıyı şehirlerinin dışında neredeyse tüm Anadolu’nun bölgelerinde bu yangın felaketleri yaşandı. Turistik yer ile alakasız bölgelerde ağaçlarımız, nefeslerimiz soludu gitti...
Sert eleştirilerde bulunan hiç kimse ağaçların yakılmasını veya Türkiye’nin içinde bulunduğu zor durumu düşünmeden devleti, hükümeti eleştirecek kadar alçalıyor...
Onlar hükümete yönelik eleştirilerini sarf ediyorsa, biz de onlara dair şüphelerimizi ortaya koymakta haklıyız. Türkiye’nin ciğerlerini ateşe verenlerin terörist olduğu muhakkak, o konuda herkes ile aynı fikirdeyiz...
Bu teröristlerin hangi örgütten olduğu, kimlerin adına bu işi tertip ettiği ise tartışılan bir konu. Ancak benim kanaatim odur ki, ana muhalefet, gizli ortağı ile güçlü bir anlaşma yaptı. Bu gizli ortak ise kendisine bağlı teröristlerle Türkiye’nin her tarafını ateşe verdi...
Bir anlamda teröristler kendilerince Türkiye’den intikam almak isterken, mecliste onları savunan terörist kılıfına bürünmüş hainler, muhalefet ile bu işi tertipleyerek iktidara darbe vurmak istedi. Sonuçlarını hesap etmeden Türkiye’nin bağrını ateşe verdi...
Ortalığı karıştırma konusunda bir biri ile yarışacak kadar iyi olan bu iki parti, tüm bu oyunu kurarken, bu acı durumu da medya yoluyla manipüle etme çabasına girdi. Yani işbirlikçi terörist arkadaşları ormanlarımızı yakarken, onlar da Türkiye’yi karıştırmak, ortalığı daha da alevlendirmek için medyayı kullandı. Kısmen başarılı oldu da...
Kendi kirli medyaları, Türkiye’yi yangın söndürme konusunda dünyaya o kadar aciz gösteriyorlar ki, sanki eleştirdikleri kendi ülkeleri, kendi devleti değil de düşmanlık beslediği bir ülkeymiş gibi davrandı...
Türk Hava Kurumu demekten bile utandığımız bu kurum ise, ormanlarımız yanarken sadece yerinde oturup izledi. Her ne kadar kayyum atanmış olsa da oradaki uçakların bir kısmı kullanılamaz haldeyken, bir kısmı daha önceden başka amaçlarla gelir elde etmek için kiralık olarak verilmişti. Öte yandan bu kurum CHP’liler elinde borç batağı içinde debelenip duruyordu...
Tüm bunlar bize tecrübe olsun, ibret olsun. Devletimiz artık kendi araç filosunu muhakkak yenileyecek ve güçlendirecektir. Bu acı tecrübe bize ibret olmalı. Muhalefetin elinde hurdalığa dönen bu kurum, artık yenilenmeli ve ayağa kaldırılmalıdır...
Komşu ülkeler başta olmak üzere birçok ülkeden de yangını söndürmek için destek gönderildi. Ancak hala tam anlamıyla bu yangını söndürmüş değiliz. Hala şu saatte bile bu ciğerlerimiz yanmaya yok olmaya devam ederken, bir olma ve birlikte hareket etme düşüncesi hakim olmalı. Yanan ağaçlar yerine yenilerini koymak için kampanyalar başlatmalıyız...
Ülkemize eskisinden de daha güçlü yeşil alanlar kazandırmalıyız, bu da ancak birlik ve dayanışma ile olur. Oturup eleştirmek yerine, bir fidan dikmek erdemli bir davranış olur...
Bu millet, bu devlet, bu ülke, kimlerin ihanet ettiğini, kimlerin bu yangınları çıkardığını çok iyi biliyor. Bu yapılanlar terörün ve onun destekçilerinin yanına kâr kalmayacak. Herkes bu hesabı verecektir...
Başta muhalefet ve onun gizli ortağı bu kahpeliğin, bu alçaklığın, bu ihanetin hesabını vermelidir. Tüm bu ormanlar yanarken, sadece ağaçlarımız yanmadı. Belki de o ormanlarda yaşayan milyonlarca canlı, hayvan, bitki de yok oldu, yanıp kül oldu...
Bunu yapanların, vicdanı, merhameti, Allah korkusu yok. O halde bunu yapanlara merhamet de edilmemeli. Küçücük bir canlıya dahi sebepsiz yere kıyanlar hesabını hem bu dünyada hem ahirette verecektir...
Allah milletimizi, devletimizi her türlü bela ve musibetlerden muhafaza etsin, zorluklara karşı dayanma ve sabırlı olmayı nasip etsin...