MEYDAN EVİ / CEMEVİ
Alevilerin ibadet yeri olan Cemevi/Meydanevi, Alevilerin dinsel törenlerini yaptıkları kutsal mekan ve bu mekanı içeren yapıdır. Bu inanç grubunun dikkat çekecek, özel bir biçim taşıyan ibadet yapıları oluşturmadığı, ritüel açıdan temizlenmiş herhangi bir büyükçe mekanda dinsel tören yapılabileceği söylenegelmiştir.
Anadolu'da en eski cemevlerine örnek, Malatya/ Arapgir Onar Köyünün Kurucusu Şeyh Hasan Onar Ve Sekiz Asırlık Büyük Ocak Cemevi hala ayakta ziyaretçilerini beklemektedir.
Şahkulu Meydan evinin duvarlarının üst kısmında her kenarda birer adet olmak üzere toplam on iki adet pencere sıralanmaktadır. Bunlar alttakilerle aynı şekilde, ancak biraz daha küçüktür. Bu pencerelerin altında köşelerinde Bektaşîliğin alâmet-i fârikası haline gelmiş olan on iki köşeli teslim taşlarının kabartma şeklinde yer aldığı birer dikdörtgen mermer levha mevcuttur. Bu levhalarda zamanında on iki imamın isimlerinin yazılı olduğu kesindir.
Bu levhalarda On İki İmam’ın isimleri Arap harfleriyle değil, Latin harfleri ile Türkçe yazılmıştır.
Hazreti Ali, oğullari ve torunlari 12 imam adiyla anilir. 12 imamin sirasiyla isimleri söyledir: Ali, Hasan, Hüseyin, Zeynelabidin, Muhammed Bakir, Cafer-i Sadek, Musa Kazim, Ali Riza, Muhammed Taki, Ali Naki, Hasan Askeri, Mehdi.
cemevi pencerelerinin altında sayfası açık kitap şeklinde Mermer levha üzerinde
" La ilâhe illallâh
Muhammed-ün Resulullah
Aliyyün Veliyullâh "
- Muhammed Mustafa
Ali- El Murtaza, Fatma Yüz Zehrâ
Hasan Hakkı Rızâ
Hüseyin Şehid-i Kerbelâ "
Meydan evinin mimari düzeninde en çok dikkati çeken ve tekkedeki bu bölümün tarikat mimarisi için olduğu kadar Türk İslâm mimarisi tarihinde önemli bir yer işgal eden husus yapıda kullanılan değişik örtü sistemidir. Meydan evinin onikigen alanının tam ortasında kaidesi ve başlığı onikigen olan daire kesitli bir mermer sütun yükselmekte, bu sütunun ekseni etrafında 360 derece dönen ve bu sütunla duvarlara oturan, tuğla ile örülmüş bir tür yelpaze tonoz mekânı örtmektedir. Bu arada sütunun yer aldığı yer .
"Dar- ı Mansûr" Hakʼın huzurunda. Hak'a teslim olmaktır.Cem törenine katılan canların özünü dara çektiği, yani kendi kendini yargılayıp yanlışlıklardan hatalardan arındığı, ceme katılan canlara hesap verdiği bir yer. Suç işleyenlerin canlarada hesap verdiği, hesap sorulduğu bir yerdir. Kısacası "ölmeden ölmektir "ve bu sayede kendini bilmektir dar.
Yelpaze tonozun aslında dıştan onikigen piramit biçiminde ahşap bir külâhla örtülü bulunduğu halde son tamirlerde bu çatı iptal edilmiş ve üst yapıya dışarıdan bakıldığında gözün yadırgadığı çok basık bir kubbe görüntüsü verilmiştir. Meydan evinin alemi mermerden oyulmuş elifî tipte bir Bektaşî tacıdır. Aynı tekkenin cümle kapısında görülen, tarikat tacının alem olarak kullanılma durumu geç devir tekkelerinde çokça görülen bir özelliktir."
Alıntı
>>DEVAM EDECEK