Şahkulu Sultan Tekkesi bütün Bektaşî tekkeleri gibi şehrin karmaşasından uzak, mesire niteliğinde sakin bir mevkide geniş bir arazi içinde yer alır.
Dergâh ziyaretçi parkının karşısında ki binada tabelada " Şahkulu Sultan dergahı
Adak kurban satış yeri " var. Bitişiğinde hijyenik bir ortamda inanç ritüellerine göre kurbanlar tığlanmaktadır. ( kesilmektedir)
Yolun kenarında dergâh giriş kapısına gelmeden bir çeşme var. Kitabesi Osmanlıca yazılı silik biçimde okunmuyor.
Kapının üzerinde Osmanlıca bir kitabe inşaattan etkilenmesin diye tahtalarla koruma altına alınmış . Hangi dinden inançtan ve dilden olursa olsun kitabeler veya yazılı mezar taşları, bulundukları yeri en iyi tanıtan özlü anlatımlar birer vesikalardır.
Dergâhın kapısında Osmanlıca Arap harfleriyle yazılmış iki kitabesi ( yazıt) var. Türkçeleri Latin günümüzde kullandığımız alfabe ile yazılışı.
İlk orjinal kitabe
" Bu bir garip konuk ki dostlar
Kimsenin malı değil
Bekcisiz de değil "
Hilmi Dedebaba'nın 1874'de koyduğu kitabesi
" -Ey âşık, gel bu Dergah'a candan ibadet et,
-Kötü nefsini terk edip, mutlu ol
- İhlas ile bunalımdan kurtulmayı dilersen,
- Hz. Şahkulu Sultan'ın makamını ziyaret et."
Atatürk ve Hz. Ali portresi arasında kırmızı zemin üzerinde beyaz uzun bir levha asılmış." Ant olsun şart olsun sizinleyiz . Şahkulu Sultan Vakfı " yazılı
Kapı girişinin Sol yanında gönderde Türk bayrağı dalgalanıyor.
Danışma sekreterlik ön muhasebe binası önünde Atatürk büstü var. Kaidesinde " Hayatta En Hakiki mürşit ilimdir. K.Atatürk" yazılı.
Dergâhta 15 kişi çalışıyor. 1 dede kadrolu, iki Zakir ve yarı zamanlı gelen dede ve bazı günlerde gönüllü çalışan insanlarla canlara hizmet verilmektedir.
Cümle kapısının soluna kuzey-güney doğrultusunda tekkenin en önemli bölümlerini barındıran ana bina yerleştirilmiştir. Bu bölümler kuzeyden güneye doğru tekkede yaşayan mücerred babalara ve dervişlere mahsus iki katlı ikametgâh, bu kanadın içinde gündelik yemeğin pişirildiği küçük aşevi, âyinlerin/ Cemin icra edildiği meydan evi, özel günlerde kullanılan büyük aşevi ve çamaşırhane, kiler evi, hamam, aşevi babası ile kiler evi babasının odalarıdır.
Ana binanın arkasında ulu bir çınar ağacının altında Şahkulu Sultan'a komşu olarak çobandan din ve devlet adamlarına, Osmanlı sarayından Bektaşi aileleri, babalara kadar,dergahta görev yapmış birçok kişinin kabirlerinin olduğu hazire( bahçe) ile kuşatılmıştır .
Mezar taşlarının üzerindeki şekiller alâmetler, damgalar ve işaretlerle bize bilgiler verir birşeyler anlatır .
Bektaşi” şeyhlerinin mezar taşlarında çoğunlukla 12 terkli yani dilimli “Hüseyni” ve 4 terkli “Edhemi” başlık kullanılmış. Bektaşilere ait mezar taşlarında ayrıca 12 köşeli “Teslim taşı” ile “Teber”, “Keşkül” gibi tarikat eşyalarına da rastlamak mümkün.
Erkek mezar taşlarında ölünün statüsüne göre bir başlık bulunmasına karşın, kadın mezar taşlarında en güzel şekilde ortaya koyan şeyler, çiçekler, buketler, bahar dalları, gerdanlık, küpe ve broşlarla süslüdür.
Beyaz mermerden yapılı sandukalar ,mezar taşları ve üzerindeki hat ve süslemelerle birer sanat harikasıdır. >>DEVAM EDECEK