Eğer yüzyıl önce ortadan kaldırılan o makam olsaydı, hiç kimse bugün İslam ümmetinin dini değerlerine, kutsallarına, peygamberlerine hakarette bulunmaya cüret edemezdi. Her gün yeni bir skandal ile gündemde kendilerini yer edinmeye çalışan bazı müsveddeler fırsat buldukça bizim değerlerimize saldırmaktan çekinmiyorlar...
Birileri çıkar ilk insan olan ve tüm insanlığın da atası olan, İslam peygamberi Hz. Adem’e ve onun eşine cahil diyerek hakaret etme cüretinde bulunuyor. Başka birileri bir gün çıkıyor İslami eğitimlerini Orta Çağ zihniyeti görüp İslam’a saldırır...
Her gün birileri çıkıp, Allah’a, dine, Peygambere, kitaba, İslam’a saldırıyor ama o kutlu makam olmadığı için kimse sesini çıkaramıyor, kimse bir şeyler yapamıyor. Müsveddeler İslam’a hakaret ederek prim kazanmaya ve kendini gündemde tutmaya çalışıyor. Müsveddelerin yeni yöntemi bu işte, İslam’a saldırarak ayakta kalmaya çalışıyorlar...
Eğer o makam olsaydı, hakaret eden, dine ve İslam’ın emri olan başörtüsüne saldıran, peygambere hakaret eden, İslam değerlerini ayak altında çiğneyen, o mahlukların hakkından gelinirdi...
Bugün o makam olmadığı için diledikleri gibi istediğini söyleme ve yapma özgürlüğüne sahipler. Ne yazık ki kanun ve devlette bir yere kadar bunlara müdahale edebiliyor. Bu konuda halk da maalesef bu durumlara alışık olacak ki artık onlar da bu durumlara sessiz kalıyor...
Aynı zihniyet maalesef geçmişte de bu tür hakaretleri yapmıştı, şimdi de yapıyor. O zihniyetin ortak bir amacı var, İslam ve onun ümmetini yok etmek.
Her şerefli, onurlu ve haysiyetli Müslüman bu tür saldırılara karşı hiçbir şekilde sessiz kalmaz, kalmamalı da. Hiçbir şey yapmıyorsa bile olayı protesto etmeli, onu dahi yapmıyorsa diliyle veya kalbiyle bunu men etmeli ve Allah’a havale etmeli...
Öyle ki bu saldıran kişiler maalesef ki kanunla korunuyorlar ve kimse onlara bir şey yapamıyor. Zaten kimsenin onlara saldırmasını tasvip etmeyiz ancak misliyle cevap verilip cezasının verilmesini isteriz. Her kim İslam’a ve değerlerimize hakaret ediyorsa en azından ceza olarak hapse atılmalı veya kısas yapılmalıydı...
Ne yazıktır ki, bugün ki kanunlarımız onları yargılamak bir yana dursun, onları koruyan, sessiz kalan, kimsenin onlara saldırmasına izin vermeyen bir yapıya sahip. Onlar hakaretleri ile kalırken, İslam alemi ise içlerine düşen yangınla baş başa kalmakla yetiniyor...
O makam kaldırılmasaydı, bugün var olsaydı, değil sanatçı müsveddeleri ne siyasetçiler ne aydın geçinen soytarılar ne muhalif olan din düşmanları bu hakaretleri dile getirebilirlerdi, ne de Müslüman ahalinin değerlerine saldırabilirlerdi...
Bugün İslam aleminin bir temsilciye, bir İslam lidere, bir savunucuya, bir koruyucuya, bir öndere, bir imama ihtiyacı var. Öyle bir ihtiyacımız var ki, haddini aşanlara, dine saldıranlara, kendini bilmezlere, ahlaksızlara, halkın değerlerini aşağılayanlara, hakaret edenlere dersleri verilsin, susturulsun ve bunu bir daha dile getirmeye dahi cüret edemesin...
Dine hakareti özgürlük ve fikir olarak savunanlara gelince, o makam layığınca bu zihni bozuk kimselere deliller ışığında cevap verebilsin. Bugünden tezi yok denilip, fikri özgürlük şemsiyesi altında hakaret edenlere hapis yolu gösterilsin...
Hatta bugüne kadar her kim hakaret ettiyse bulunup cezaları kesilsin. Öyle bir ibret olsun ki din düşmanları, ahlaksız müsveddelere bir daha bunu akıllarından bile geçirmekten korksun...
Evet o makam hilafettir. Tüm dinlerin bir lideri var ama İslam’ın yok. Hristiyanların papası, patriği, yahudilerin hahamı, hatta budistlerin bile rahibi ve dini lideri varken, İslam’ın neden olmasın. Onlarda varken gericilik ve yobazlık olmuyor da İslam’da varken mi gericilik ve yobazlık oluyor...