İYİ  ÖĞRETMEN UNUTULMAZ

Çocukken okula gitmek için her sabah hayli dik bir yokuşu çıkardık .

Beydağı’nın tepesindeki mütevazi okulumuza gitmek üzere Topal Mustafa Camisinin ordan dağa tırmanırdık mûtad .

Kışın karda yürürdük, yağmur yağınca çamurda, sıcaklar gelince güneşin altında… Şimdiki gibi hafta sonuna ekstra tatiller de bol miktarda yapılmazdı.

Berdevam gidilirdi okula. Sırtımızda 9-10 kiloluk çanta.

Ne bulursak doldururduk hafta içi her gün o çantanın içine.

Hiç kapağını açmadığımız kitabı bile götürme zorunluluğumuz vardı.

O mutlaka elimizin altında olacaktı. Biz 7. Sınıfa gidene kadar kitaplar paralıydı.

Bir üst sınıfta okuyan bir akrabaya, tanıdığa senenin daha ortasında söyler, gelecek sene için söz alırdık.

Böylece o kitaplar elden ele dolaşır, aynı mahallede, aynı şehirde farklı farklı insanların çantasında okula gider gelirdi.

Dergiler, ek kaynaklar da cabası. Şimdiki gibi her bilgiye kolaylıkla internet üzerinden erişme imkanıda yoktu.

Dolayısıyla bir ödev verildi mi toplanıp kütüphaneye gidilirdi. Evinde ansiklopedisi olan ise şanslıydı.

İş Eğitimi dersleri vardı bir de.

Sürekli malzeme listesi elimize tutuştururlardı.

Bir kez olsun alacak paranız var mı diye soran öğretmenlerimiz olmadı, işin acısı bu…

Nohut, fasülye ekerek tarımcılığı da (!) öğrenirdik…

Eğitim ve öğretim hayatıma bakınca okuma yazmayı öğrenmek dışında bana ne gibi bir faydası oldu bazen sorgulamıyor değilim!

Günlerce okula gidemeyip hastanede kaldığım süreçte bir tek öğretmenimin ‘’Geçmiş olsun.’’ deme nezaketinde bile bulunmamış olması, aksine ödevlerini yap, eksiklerini tamamla söylemleri beni karamsarlığa itiyordu.

İlgisiz ve duyarsız tavırlar eğitim öğretim hayatım boyunca yakamı bırakmadı diyebilirim.

Belki pek çok akranım benimle aynı duyguları paylaşıyordur. Bir iki öğretmen dışında dimağımızda yer edebilmiş öğretmen olmadı maalesef.

Yeşilçamdaki köy enstitüsü mezunu fedakar öğretmenleri ya da dizilerdeki idealist branş öğretmenlerini biz hiç göremedik.

Aksine istenilen parayı, malzemeleri götürmediği için sınıf içinde rencide edilen öğrencilere şahit oluyorduk.

Söz konusu ideoloji olunca bazı öğretmenler birer partizan oluveriyorlardı ama hassasiyet namına ne gördüm dersem benim adıma koca bir hayal kırıklığı…

Birkaç öğretmenim var benim için ehemmiyeti yüksek olan ama pek çoğunu hafızamın derinliklerinde daha o vakitlerde kaybettim ne yazık ki.

Yeri geliyordu dayak yiyorduk, yeri geliyordu rencide ediliyorduk ancak saygısızlık yapmıyor, daima öğretmenlerimize karşı hürmet ile efendiliğimizi koruyorduk.

Az da olsa edepsiz öğrenci çıkıyordu ancak dayak arsızı bu tipler elle gösterilecek kadar az oluyordu her okulda.

Şimdi bakıyorum ve yeni nesil öğrencilere imreniyorum.

Öğretmenleri öylesine ilgileniyor ki.

Sosyal medyadan daima haberleşiyorlar.

Tüm imkanlar sunuluyor.

Maddi durumu yüzünden kimse rencide edilmiyor.

Aksine öğretmeni tarafından korunup kollanıyor maddi durumu iyi olmayan öğrenciler.

Dayak desen tamamen kalktı.

Sürekli öğrencilerin psikolojisi düşünülerek hareket ediliyor.

Buna mukabil eski öğrencilerin öğretmenlere gösterdikleri hürmeti şimdiki öğretmenler göremiyor.

Bu da işin üzücü kısmı.

Öğretmenlik öylesine önemli bir vazife ki …

Benim dimağımda yer etmiş bu hatıralarla elbette eskiye dair bir genelleme yapılamaz.

Belki biz yanlış yerde yanlış zamanda bulunduk.

Bunları şunun için söylüyorum.

Şayet bir öğretmenseniz, öğrencinize gösterdiğiniz her tavır onda derin izler bırakacaktır.

İyi bir öğretmen bir çocuk için edinilmiş en büyük kazançtır diyebiliriz.

Bu işi hakkı ile yapan her öğretmen öğrencisinin iç dünyasında bir kahraman gibi yer edinecek ve ömrü boyunca hiç unutulmayacaktır.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Tahir Sağır - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Sonsöz Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Sonsöz Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Sonsöz Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Sonsöz Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Malatya Markaları

Sonsöz Gazetesi, Malatya ile özdeşleşen markaları ağırlıyor.

+90 (422) 323 52 92
Reklam bilgi

Anket Malatya Büyükşehir Belediye Başkanlığı İçin Kime Oy Vereceksiniz?
Tüm anketler