Bir siyasi parti hiç olmazsa bir tek şehirde bile olsa bir başarı göstermeli. Ama yok kardeşim yok. Yine muhalefet, yine muhalefetin belediyelerinde bu mümkün değil. Milleti yollarda perişan etmekten, haksız kazanç elde etmekten, ihalelerle yolsuzluk yapmaktan, milletin paralarını içki masalarında yemekten başları dönmüş...
Siyasi partileri desen, birisi Çorum’u ülke sanır, Gölbaşı belediyesini kendi kazanmış gibi bilmeden övmeye çalışır. Bir diğeri ülkeyi nasıl karıştırırım, milleti nasıl galeyana getiririm derdine düşmüş, boyuna tiyatro oyunlarla milleti aldatmaya çalışıyor. Daha doğrusu milletin bu tiyatroları yediğini sanacak kadar ahmaklar...
Kazandıkları belediyeleri sorsan, her gün ama her gün yollarda kalan otobüsleri ile milleti işinden gücünden ettiler. Millete hizmet namına tek bir çivi çakmamış olan bu muhalefet belediyeleri, hizmet yapmadıkları gibi, mevcut olan hizmetleri de bozarak milletin mağdur etmeye devam ediyor...
Adamlar koskoca İstanbul, Ankara, Antalya, İzmir, Adana ve Mersin’i almış ama gelin görün ki, pasiflikleri ile milletin canından bezdirdiler. HDP’nin desteği ile kazandıkları belediyeleri, teröre peşkeş çekmek bir yana dursun, daha önceden hizmete alınmış işleri dahi ellerine yüzlerine bulaştırdılar, her şeyi berbat ettiler...
Muhalefet bu kadar beceriksiz olmasına rağmen neden bu kadar eleştiriyorsun diyorlar. Gelin şehir şehir gezin de milletin bu muhalefet belediyelerinden neler çektiğini kendi gözlerinizle görün. Sadece televizyonlarda anlatılanları değil, sosyal medyada gezen binlerce ihmalkarlıkları, milleti mağdur ettikleri işleri, yalan dolan işleri, hayali ihaleleri, milletin parasını nasıl yediklerini müşahede edin...
Adamlar kendilerini o kadar seviyor ki, kendi oturdukları evleri birer saray haline getiriyorlar, harcadıkları milletin paraları ile kendilerine lüks bir hayat kuruyorlar. Öyle şatolar, villalar yapıyorlar ki, neredeyse kendilerini İngiliz Kraliyet ailesi ile denk tutuyorlar...
Ve tüm bunları da milletin parası ile yapıyorlar. Belediye başkanlarının servetlerine bir bakın, yalan dolan ihalelerle yandaşlarını ve kendilerini nasıl da zengin yapıyorlar. Artık bunları gizli de değil, aşikar yapıyorlar, milletin gözüne soka soka yapıyorlar...
Kazandıkları belediyenin bünyesindeki şirketleri ve kurumları nasıl iflasın eşine getirdiklerini, yüz milyonlarca liraları nasıl hortumladıkları ortada. Bu belediyelerle hem kendilerini, hem partilerini zenginleştirdiler...
Partilerindeki çayıcıların bile servetleri dudak uçuklatıyor. Onlar kendilerini zengin ede dursunlar. Millet bu zilleti, bu ahlaksızlığı ve bu hırsızlığı görecek basirettedir, hesabını soracaktır...
Millet evine ekmek götürmek için mücadele ederken, onlar koltuklarında oturdukları yerde servetlerine servet ekliyorlar, canları istediği zaman tatillerine çıkıyorlar, belediyelerin kaynakları ile içki masaları kuruyorlar, milletin kazandığı savaşların zafer günlerini batının dansları ile vals yaparak kutluyorlar...
Çok değil, kısa bir süre önce kendi içindeki anlaşmazlıklar nedeniyle hem kendi ittifakları, hem kendi partilerinde kırılmalar yaşanmaya başladı. Parti içindeki ayrışmalar, çözülmeler hem ittifaklarını, hem partilerini dağılma noktasına getirdi...
Parti içinde birileri zenginlik, şatafat ve lüks içinde yaşarken, bu durumdan mahrum kalanlar elbette ses çıkarıp isyan edecek. Kırılmaların birçok nedeni olabilir ama asıl kaynağın bu olduğunu düşünüyorum. Artık bunları kendilerini destekleyen aydınlar, yazarlar dahi dile getiriyor...
Bu kafayla muhalefetin bir başarı kazanamayacağını çok iyi biliyorlar. Destekledikleri partileri uyarmalarına karşı hala aynı çizgide gitmeyi sürdürüyorlar ve ittifakın kısa bir sürede parçalanacağını çok iyi biliyorlar...
Millet ekmeğinin peşinde iken, geçim derdi ile mücadele ederken bunların bu lüks hayatı yaşamaları, kendilerini zengin etmeleri elbette göze batacaktı. Bu sefer sıra millette, görün bakın bir daha size bu koltukları veriyor mu?