İktidar ve muhalefet birbirinden ak ile karanın rengi kadar uzaklar. Ak olanın işi üretim, ekonomi, istihdam, kalkınma, teknoloji, yatırım, din, ahlak, medeniyet, gelenek ve töre iken... Kara olanın işi ise sadece algı, yalan, propaganda, manipülasyon, kaos, ihanet ve iki yüzlülük...
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştirenlerin geçmişlerine ve şuan bulundukları saflara iyi bakın. Dün Erdoğan belediye başkanı iken bin bir zahmet çıkaranlara, hizmeti engelleyene, bütçe vermeyenlere, köstek olanlara karşı tek bir kelime sarf etmeden ben işime bakarım deyip binlerce hizmeti İstanbul’da hayata geçirdi, hem de hiç şikayet etmeden...
Bugünkiler ise, neredeyse 40 milyar liraya yakın borçlanmaya gidip tek bir hizmet ortaya koymazken, yalan ve iftiradan ibaret olan söylentilerle ben engelleniyorum, hizmet yapamıyorum deyip neden bu kadar sesleri çıkıyor...
Muhalefetin elindeki başta İstanbul ve diğer belediyelerde kış ayına hazırlık yapılmadan milleti perişan ettikleri yetmiyormuş gibi, kimileri içkili partili eğlenceler yaparken, kimileri rakı balık sofraları kurarak günlerini gün ediyor, halkın zorluklarına kulak kesilmiyor...
En başta dedik ya tek üretebildikleri şey yalan ve algı diye. Maalesef muhalefetin Türkiye’ye kazandırdığı tek şey bunlar. Bazen kazanılan şeylerde de zarar görebiliyor insan. Zira bu millet muhalefetin zararlarından, faydasızlıklarından, fitne ve belalarından bıktı usandı...
En basitinden şehirde kar yağmış, yollar kapanmış, millet yollarda kalmış, belediyeden hizmet beklenirken, elin adamı ile rakı balık keyfine gitmek için kar küreme makinasını da yanında götürenlere kimse bir şey demiyor da onları görüntüleyen mobese kameralarının nereden, niçin verildiğinin hesabını soruyorlar...
En basitinden ülkenin en mahrem bilgilerini dış ülkelere, yabancı servislere satan haine kahraman diyen muhalefet, mobese kayıtlarını veren kişileri bugün hain ilan ediyor...
Bu kadar iki yüzlülük ancak muhalefette olur. Bazı kimseler bu belediye başkanının görevinin başında olması gerektiğini sorması gerekirken ve hatta elin yabancı büyükelçileri ile neden 3 saat görüşüldüğünü, ne konuşulduğunu sorgulamazken, neden bu kişinin hizmet yapması engelleniyor algısını yayıyorlar...
Millet hizmet beklerken, onları engelleyen mi oldu ki. Millet yolda kalırken, kar küreme makinalarını çalışmasınlar diye devlet mi el koydu, yollarını mı kesti, kaynak mı ayırmadı?
Hatta ve hatta en basitinden bir belediye başkanının bir ay içinde iki kez yabancı bir büyükelçi ile saatlerce ne konuşur, neden bir araya gelir. Hani borçlanmaya karşıyım deyip yeniden borçlanmaya mı gidecek, para mı dileniyor, yoksa belediye ile ilgili yeni kirli pazarlıklar mı yapılıyor?
Kimse bunları sorgulamasın ama belediye engelleniyor diye algı yapılsın. İş yapmayan boş beşlere kimse bir şey demesin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir sanatçı için sarf ettiği sözlere takılsın, algı oluşturarak dikkatleri başka yönlere çevirsin. Yemezler kardeşim yemezler...
Milletin bu tür oyunlara karnı tok. Kandıramazsınız kimseyi. Algıyla, yalanla, iftirayla ve dahi ihanetle iktidarı rüyalarınızda dahi göremezsiniz. İki hafta öncesine kadar dolar kuru üzerinden iktidara yükleniyordunuz, hani nerede o dediğiniz şeyler. Hani ülke batmıştı, ekonomi çökmüştü, üretim durmuştu, yatırım yoktu. Yalan kardeşim yalan, işiniz gücünüz yalan...