Karaca Ahmet Sultan'ın Mezarı
Karaca Ahmet Sultan'ın Mezarı Karaca Ahmet Sultan'ın Mezarı İstanbul / Üsküdar'da kendi adını verdiği dünyanın en büyük mezarlığı kabul edilen mezarlıktadır.
Mezarını rüyasında gördükten sonra anıt mezar haline Kanuni Sultan Süleyman'ın kadın efendilerinden Gülfem Hatun yaptırmıştır. Yatıra, sade bir kapıdan giriliyor. Dar bir koridorun karşısındaki kapı girenleri Karaca Ahmet Sultan'a ulaştırıyor. Yatırın olduğu yer geniş bir salon olup, bol ışıklı sade bir kubbe ile örtülüdür. Tam orta yerde nadide yeşil puşilerle örtülü görkemli bir sanduka bulunmaktadır. Yanında büyük bir zikir tesbihi asılı bulunuyor. Yerler halılarla kaplı olup, camlı vitrinde Karaca Ahmet Sultan'ın deve tüyünden örülmüş örijinal hırkası, tesbihi, sancağı ve diğer eşyaları bulunmaktadır. Bu mütevazı türbe yaklaşık 700 yıldır O'nun sevenlerinin O'ndan şifa bekleyenlerin, yardım dileyenlerin ardına dek açık kapısı olarak hizmete devam ediyor.
Türbede, giriş kapısının solundaki kapıdan içeri girilince üç mezar ziyaretçileri karşılar. Bunlar Karaca Ahmet Sultan'a hizmet eden gönül dostlarının mezarlarıdır. Mezar taşlarında; Selim Dede (1156- 1732), Tekkenişin Şeyh Halil (1079- 1688), üçüncü mezardaki tarihte ise; 1050- 1640 yazılıdır.
Kitabeden de anlaşılacağı üzere türbe, Saray matbahı memuru Ziya Bey tarafından karısının ruhu için yaptırılmıştır.
Kapının sol tarafında Ziya Bey’in aynı tarihte inşa ettirmiş olduğu sebil vardır. Kapıdan uzunca bir avluya girilir. Sağ tarafta, mezarlığa açılan bir kapı ve pencereler bulunmaktadır. Sol tarafta ise, sebil odası ve onun arkasında üç kabir mevcuttur. Çimentodan yapılmış bir sandukanın ayak uçuna üç kabir taşı yerleştirilmiştir ki, en eski tarihli olanın kitabesi şudur:
Karacaahmed Sultan ki, kutbü’l-arifin idi
Niyaz ile gelub her subh u şam eşiğine yüz sür
Keramet ehlidir evladı hem sahib-i nazardır
Ziyaret ile tazim et huzurunda ayağın dur
Berat gicesi öldü Şeyh Mehemmed didiler tarih
Bu köhne tekkeden el çekdi hem göçdü Mehemmed
Dede
Sene 1050 (1640-41)
Etrafı demir parmaklıkla çevrili olan bu yerdeki ikinci kabir taşı üzerinde şunlar yazılıdır:
Derviş Halil’in ciğerkuşesi
Merhum ve mağfur Selim Dede
Ruhi-çün el-Fatiha
1156 (1743)
Üçüncü kabrin kitabesi de şudur:
Merhum ve mağfur
Tekye-nişin Şeyh Halil
Ruhi-çün Fatiha
1173 (1759)
Son iki taş baba oğula ait olup baba, oğlu Selim Dede’den 16-17 sene sonra olmuştur. Her ikisinin üzerinde tarikat sikkeleri vardır.>>DEVAM EDECEK