Takva, ihlas gibi önemli değerleri kazandığımız Ramazan ayı da dahil yılın her günü israf ne yazık ki bir sorun olarak karşımıza çıkıyor.
İnsan vücudunun yettiği kadarını değil de daha fazlasını yaptığımızda kendimizi, ailemizi ve maddiyatımızı israfa sürüklediğimizin bazen farkında olmuyoruz, bazen de farkında oluyor ve umursamıyoruz.
Her iki durum sonrasında bize israf sorun olarak geri dönüş sağlıyor. Nasıl mı şöyle demeden önce küçük bir parantez açmak gerekirse eğer israf genellikle maddi açıdan değerlendirilir ancak zamandan çalmada israftır, aile ile sohbet etmek yerine oyun oynamakta israftır, çocuğuyla oyun oynamak yerine televizyon izlemekte israftır. Bunun bilincinde olmamız lazım. Belki biraz ince düşünmektir bu ama olumlu ve olumsuz etkisi büyük olan bir düşünme biçimidir.
Neyse israf yaptığımızın farkında olmuyoruz dedik yada farkındayız umursamıyoruz dedik ve bunun geri dönüşlerine kısaca bakacaktık dilimizin döndüğünce. Şimdi misal oruç tutuyoruz ve bakıyoruz insanlar sahura kadar uyumuyor peki uyumasınlar ona sözümüz yok ama öğlen 2-3 hatta bazen oluyor ki öğleden sonra 5’ e kadar, ezan vaktine kadar uyanmıyor. Peki biz burada ibadet etmiş mi oluyoruz yada has bir oruç mu tutmuş oluyoruz? Burada bir durup kendimizi sorgulamamız, değerlendirmemiz lazım. Oruç tüm gün uyumak için bize gelmedi oruç tutarken rutin günlük işlerinize devam edin, açlığı, susuzluğu biraz hissedin, o yeme içme gibi nimetlerden faydalanmak yerine nefse hakim olun diye geldi. Öfke kontrolünü sağlamak için geldi, insan olmanın farkına varalım diye geldi, yoksulun halinden anlayalım, nefisle mücadelede biz üstün gelelim, aklıselim davranalım, daha sağlıklı olalım diye vs. geldi. Ama biz tüm gün niyetliyken yani oruçluyken uyuyorsak zamanımızı israf etmiş oluruz, ibadetten çalıyoruz, israf ediyoruz, aile fertleriyle sohbet etmek, etkinlikler yapmak yerine uyumayı seçtiğimiz için bize verilen değeri israf etmiş oluruz, sonrasında bizim için kurulan sofrayı israf etmiş oluruz çünkü evde tüm gün uyuduk eve hiç bir katkı sağlamadık kimsenin gönlünü hoş tutmadık o bize ayrılan tabakta israf olmuş oldu. Çünkü o sofrayı hak etmedik. Yine iftar ve sahur için gereğinden fazla yapılan her şeyde maddi israftır, yenmeyecek atık olacak çünkü. O boşa harcanan para ile başka bir şeyler yapılabilirdi, bir aç doyurulabilirdi.
Bu yılın diğer aylarında da aynıdır aslında. Biz sadece bu ayda olduğumuz için bu örneği verdik ama genel manada da bu böyledir. Misal çocuklarıyla sohbet etmek istemeyen oyun oynamayı ret eden bir anne ve baba TV’ye yöneliyorsa yada daha başka bir işe yöneliyorsa bu da çocuğun ona verdiği değeri israf etmektir. Çünkü çocuk ilgi bekler anlayış bekler sevgi ve saygı bekler. İlim öğrenmek yerine daha faydalı şeyler yapmak yerine günümüzü boş boş geçiriyorsak gözlerimizin, kulaklarımızın, zihnimizin işlevini, vaktimizi boşuna israf etmiş oluyoruz. Farkındayız ama umursamıyoruz genellikle bunları.
“Yetişemiyoruz” diyoruz bu bahanenin ardına saklanıyoruz. Ancak yine biliyoruz ki insan her şeye yetişir bir düzen bir tertip olunca ancak biz vaktimizin çocuğunu gereksiz harcamayı daha çok tercih ediyoruz, kendimizi bir konuya tam anlamıyla eğmiyoruz, geçiştiriyoruz, israf ediyoruz.
Sevgililer veya eşler oluyor mesela bir olay oluyor ayrılıyorlar sonra ağlayışlar, serzenişler başlıyor bakıyorum çoğu harcanan zamandan dert yanıyor ama geçen zaman da geri gelmiyor ne yazık ki. İsraf çoktan yapılmış farkına varılmış bari bundan sonra israfa gidilmesin zamanın kıymeti bilinsin ve zamanın kıymetini hak edecek kişilerle bu vakit harcansın.
Evde sapasağlam halı var, elbise var, ayakkabı var, çanta var vs. ama biz hep yenisini almak istiyoruz. Belki modaya takılmak belki yedekte tutmak için ama bunlarda birer israftır çünkü kullanılmayan eşyayı kenara atıyoruz yenisini alıyoruz. Bu ve benzeri örnekler çoğaltılabilir tabi ki de ama genel manada bakıldığında bu israflar aile ilişkilerini zayıflatır, maddi israftan kaynaklı olumsuz şeylerle karşı karşıya kalmamıza neden olabilir, ilgisizlik bencil bireyler olmamıza sebebiyet verebilir, ibadetlerimiz şüpheye düşebilir, güzel geleceğimizi zamanımızı israf ederek kötü günlere çevirebiliriz.