Sürekli bu muhalefetten bahsetmekten ve onların bu ülke için yaptıkları kötülükleri, fenalıkları ve ihanetleri anlatmaktan bıktım usandım. Bitmek bilmeyen işgüzarlıkları, vurdumduymazlıkları da cabası...
Bir gün Merkez Bankası’nı basmaya giderler, bir gün TÜİK’i basmaya giderler, öbür gün Milli Eğitim Bakanlığı’nı basmaya giderler. Muhalefet işte bu, yaptıkları şey işgüzarlık, çok şey bildiklerinden veya eli yatkın-becerikli olduklarından değil, maksat iş olsun. Kendini kamuoyunda gösterme çabası...
Ama sorarlar adama. Behey gafil, devlet adamıyım dersin lakin devlet adamlığından nam-ı nişan yok. Devlet adabı bilmezsin, devlet töresi bilmezsin, devlet nasıl yönetilir bilmezsin, bir de gelir hesap sormaya kalkarsın...
Gel hesap sor lakin, onun da adabı, erkanı, usulü vardır. Edeple, hürmetle çalınacak kapıya habersiz, vakitsiz, destursuz gidilir mi, gidilmez elbet. Dedim ya işgüzarlık olsun işte...
Daha kendi yönettiği partinin ve ona bağlı belediyelerdeki vukuatlarına hesabını vermeden hesap sormaya çalışıyor. Evvela kendi belediyelerindeki terör elemanlarının hesabını vermeli...
İstanbul dışında başka hangi belediyelerde terör elemanları çalışıyor, bunları tespit etmesi gerekirken, devletin en üst kurumlara hesap sormaya geliyor beyimiz. Hangi sıfatla, hangi yetkiyle geliyor...
Hele bir şu sorulara cevap versin bay muhalefet. Hangi belediyelerde kaç tane terör mensubunu işe aldınız? Bunlar hangi örgütlere bağlı? Hangi örgütlerle hangi anlaşmaları yaptınız? Diğer belediyelerden yolsuzluk, vurgunculuk, yalan-hile yokken neden tüm belediyelerinizde bunları en üst gündemde konuşuluyor? Hangi belediyelerinizde, ne kadar yolsuzluk yapıldı? Bu belediyelerden ne kadar kaynağı kendi partilerinize aktardınız?
Sadece bunların cevabını hakkıyla versinler. O zaman bakın görün nasıl tüm kapılar kendilerine açılıyor. Tabiki cevap vermeyecekler. Aksine bu belediyelere kayyum atanmasını istiyorlar. Aslında bu durum onlar için büyük bir paye olurdu. Onlar da bunu isterlerdi...
Kayyum atansın, milleti galeyana getirin, sokakları yakıp yıkın, erken seçim olsun, dış güçler müdahale etsin, iktidar düşsün...
Eminim bunun olması için can atıyorlardır. Bence iktidar bunları kendi haline bırakmalı ancak yaptıkları pislikleri de kamuoyu ile paylaşmalı. Belki onlara bu oyları bahşeden halk, kimlere nasıl bir yetkiyi verdiklerini idrak ederler...
İktidara bağlı birçok belediyelerin marketlerinde düşen döviz kurunun ardından indirime gidildi, ancak muhalefet belediyeleri hiçbir şekilde bu indirimi yapmadığı gibi kendi bünyelerindeki zabıta memurlarını da sahaya göndermediler, fahiş fiyatları tespit etmediler. Bu bilerek yapıldı. Millet isyan etsin, devlet zayıf düşsün, iktidar sorumlu tutulsun diye...
Ellerindeki her kozu millet adına değil, sanki iktidarı düşürmek, devirmek veya zayıflatmak için yapıyorlar sanki. Henüz millet lehine bir tek işe imza atmayan bu muhalefet belediyeleri, iş yapmadıkları gibi milyonlarca, hatta milyarlarca lira ile bu kurumları borçlandırıyorlar. Tek yaptıkları şey kendilerini ve yandaşlarını zenginleştirmek...
Hizmet namına, millet namına, hak namına bir tek eser, bir tek çalışma, bir tek gayret yok. Tek yaptıkları, hatta tek hedefleri iktidar. Sadece oraya odaklanmışlar. Tüm amaçlarını iktidar üzerine kurmuşlar. Niyetleri ise her ne olursa olsun, iktidarı devirmek, yeni koltuklar edinmek, yeni kazançlar sağlamak. Ama çabaları nafile. Bu millet hiçbir zaman iktidardan düşmez.