Birilerine ne yaparsan yap, yine de yaranamazsın. İstersen dünyadaki tüm hizmetleri sıralı yap, yine de sana muhalefet olur, yine de seni eleştirir. Çünkü bugünki muhalefet seni artık iktidarda görmek istemiyor. Yalnız onlar mı, dışarısı da seni artık iktidarda görmek istemiyor...
Adamlar dünyada sadece 9 ülkede üretilen ve tüm dünyanın başına bela olan salgın için aşı üretiyor, yine de muhalefet sana burun kıvırıyor. Hani dünyada Türkiye ilk 20’ye bile giremezdi, aşı üretemezdi, dışa bağımlıydı, e şimdi ne oldu...
Onlarca devlet senden İHA, SİHA satın alıyor, adamlar buna da burun kıvırıyor. İstemezük deyip üstüne, teröristlerin üstüne neden bomba yağdırıyorsunuz diye tepki gösterirler. Ya ne yapacaklardı, insanımızı öldürüyorlar diye kafalarına yukardan çiçek mi fırlataydılar...
Sınırını korumak istiyorsun, tezkere çıkartıyorsun, teröristlerin canına siper olmuşlarcasına buna da itiraz ediyorlar. Türkiye’de bir insan neden tezkereye hayır der ki. Ya onlarla işbirliği içindedir ya da iktidarın prim kasmasını istemiyorlardır. Aslında her ikisi de var. Hem işbirliğindeler, hem de iktidarın daha da güçlenmesini istemiyorlar...
Türkiye’nin her tarafına yeni yollar, köprüler, viyadükler, tüneller yapıyorsun, ulaşım kolaylığından dolayı aynı yolları onlar da kullanıyor ama hizmeti görmeyip müteahhitleri zengin ettiniz diyerek hem iftira atıyor hem hizmeti küçümsüyor...
Sağlık sıhhat olsun diye, kimse bu hizmetten mahrum kalmasın diye devasa şehir hastaneleri kuruyorsun, hele ki salgında yoğunluğu düşürmek için bu hastaneler ülkeye can suyu gibi gelsin, sen gel buna da itiraz et, bu hastanelere ne gerek var de...
Kendi savunma silahlarını üretiyorsun, dışarıya bağımlılığı en aşağı seviyelere çekiyorsun, kendi milli silahlarını üretiyorsun ama yine de yaranamıyorsun. O silahlara ne gerek var, neden üretiyorsunuz, silaha hayır diye pankartlar açtırıyorsun. Bunlara ağır bile söz söyleyesim geliyor ama dilimi ısırıyorum demiyim diye...
Daha bunlar gibi binlerce hizmeti faaliyete sokuyorsun, yine de yaranamıyorsun kardeşim. Ne yaparsanız yapın yaranamazsınız. İmkanı yok. Hatta kendilerini destekleyen Avrupa Birliği ülkeleri dahi açıkça “artık biz iktidarda AK Parti’yi değil, başka partiler görmek istiyoruz, bu yüzden AB’ye almamak için bahaneler uyduruyoruz” diyorlar...
Yani bugüne kadar ne yapmışsan yap, hatta bundan sonra da ne yaparsan yap, yine de onlara yaranamazsın, yine de sana burun kıvırırlar, yine de seni iktidardan düşürmek için ellerinden geleni yaparlar, hatta yaptığın ve yapacağım tüm hizmetleri de kötülemek için ellerinden geleni ardına koymazlar...
Sorsan kendileri dahi, bir tek hizmet ortaya koydukları yok, iktidara nasıl talip oluyorlar bunu anlamak da mümkün değil. İktidar olmak için veyahut iktidar yerine alternatif olmak için en az iktidar kadar iyi ve büyük hizmetleri ortaya koymak gerekir...
Daha kendi ellerindeki belediyeleri bile iyi yönetemezken ve bu belediyelerde bir tek hizmet emaresi dahi görünmezken, nasıl olur da biz iktidara talibiz diyebiliyorlar anlamak gerçekten mümkün değil...
Bugün muhalefetin en iyi yapabildiği şeyler de var elbette: Algı operasyonu, olayları manipüle etme, kaos çıkarmak, halkı isyana teşvik etmek, devletin kurumlarını izinsiz ve randevusuz kabadayı gibi basmak, halkın değerlerini aşağılamak, iktidarı her ne olursa olsun eleştirmek gibi...
Daha bunun gibi yüzlercesini saymak mümkün. Hasıl kelam, bu muhalefetten olmaz. Dün neyse bugün de aynı muhalefet yerinde sayıyor...
Gönül isterdi ki, aklı selim, milli, şuurlu, inançlı, halkın ve ülkenin çıkarlarını gözeten, iktidarın eksiklerini tamamlayıp, yanlışlarını düzelten, iktidara düşman değil millet namına yardımcı olan, onurlu, haysiyetli ve iyi bir muhalefet olsun. Ama yok. Elimizde bu var...