Milletin paraları nerelere akıyor diye eleştiren muhalif partinin belediyelerine bakın. Sürekli dillerinden düşürmedikleri israf, zam, hırsızlık, yolsuzluk, işsizlik, ekonomik kriz gibi ifadeleri tek tek incelemek gerekir...
İsraf diyorlar ama milletin paralarını elin sanatçı müsveddelerine, kendi yandaşlarına veriyorlar. Bunlara verilen paralarla kaç tane hane ekmek sahibi olur veya nereye ne kadar hizmet yapılır bunun da hesabını yapmak gerekir ki, çok büyük rakamlar ortaya çıkıyor.
Örneğin bir ispanyol dansçıya günlük ödeme olarak 400 bin lira ödemişler.
O kadar çok paraları var ki, nerelere harcayacaklarını bilmiyorlar. Öyle ki, yarım kalan metroları, tünelleri, yolları yapmaya bile gerek yok. Bunlara ihtiyaç yok. Önce halk sanata doymalı, önce halkın dimağlarına terapi uygulanmalı. Sonra nasılsa hizmet ederiz anlayışı var...
Sürekli zam zam diyorlar ya. Önce kendilerine bir baksınlar. Halkın en çok ihtiyaç duyduğu ulaşım imkanını ellerinden almak her şeyi yapıyorlar. Öyle ki bir yılda ikinci kez zam yaptılar. Kimi belediyeler ise bu zammı üçüncü kez yaptı...
İktidar partisine bağlı belediyelere bakın, hala bir çoğu aynı fiyattan hizmet veriyor. Çok azı biraz zam yapmak durumunda kaldı. İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyükşehirlere bakın bir de...
Sadece ulaşıma değil, devletin indirim olarak sunduğu KDV oranlarını bile faturalara yansıtmadılar. Neden çünkü iktidar yaptı. Sadece bununla kalmadılar bir de üstüne yüzde yüzün bile üstünde zamlar teklif etmekten utanmadılar...
Nerede o seçimden evvel ki vaatleri. Nerede hani su, süt ve ekmek bedava vaatleri. Hani ulaşım ucuzlayacaktı. Ne oldu, her şey çok güzel olacaktı. Evet her şey çok güzel oldu ama kendileri için...
Çünkü istedikleri gibi at koşturabiliyorlar. İşsizliği bahane ettiler ama daha haftaları dolmadan binlerce kişiyi işten attılar. Neymiş işçi fazlası varmış. Hadi işçi fazlası vardı. 12 bin kişi çıkarıp 40 bin yandaş kişiyi işe almanıza ne demeli...
Bu mu sizin namuslu siyasetiniz? Ne kadar namuslu olduğunuz ortada bay muhalefet. O yüzden bize ahlak dersi vermeye kalkmayın...
Bir de sürekli ağızlarından düşürmedikleri şu ekonomik kriz lafı. Şu zor zamanda bile ekonomik kriz yaşayan bir tek muhalif gördünüz mü. Siyasetçi olarak diyorum. Kendileri lüks ve şatafat içindeler. Gittikleri her yerde kazandıkları belediyelerde gece eğlenceleri, kokteyl partileri, eğlence kampları düzenliyorlar. Milyonlarca lirayı bu eğlencelere harcıyor ama ekonomik kriz var...
Bu ne yaman çelişkidir. Hem halkın imkanlarını ve halka ait olan paraları harcıyorlar, hem halkı hizmetsiz bırakıp felaket tellallığına soyunup fakir edebiyatı yapıyorlar...
Evet ortada bir kriz var, muhalefet krizi. Emin olun ki, bu ülkede muhalefete son verildiğinde halkın refahı daha da yükselecek. Çünkü muhalefet varken halkın bu imkanlara kavuşması ve refaha ulaşması zor...