Yarınların Sınırındayız!

2020 yılının ilk üç ayını geride bıraktık. Bu üç ayda dünya genelinde büyük afetler ve talihsizlikler yaşadık. Şahit olduğumuz durumlar bizleri daha kötüsüne hazırlanmaya mecbur kılıyor. Son olarak Covid-19'un fitilini ateşlediği bu küresel buhran, tahmin edileceği üzere bizi tarihte görülmemiş bir ekonomik krize doğru götürüyor. Son birkaç haftada ülkemizde yaşanan ekonomik durgunluk, Merkez bankasını para basma politikasına gitmeye oldukça zorladı.

Piyasalardaki durgunluk, ekonomik pasifleşme, işsizlik, işten çıkarılma, fabrika kapatma gibi etkenler vatandaş olarak bizleri çok etkiledi. Bu gibi durumlarda Sosyal devlet anlayışı ile vatandaşının sorunlarını gidermeye çalışan devletimiz vergileri durdurdu, kredileri erteledi, ihtiyaç sahiplerine nakit yardımlarda bulundu. Bununla beraber bir çok hayırseverimiz güçleri nispetinde dertlere çare olmaya çalıştı/çalışıyor. Fakat durum öyle bir hal aldı ki artık Merkez Bankasının para basması neredeyse zorunluluk arz etti. Bu noktada devreye Cumhurbaşkanlığı girdi. #BizBizeYeteriz adlı kampanya ile tüm kurumlardan, siyasilerden ve gücü yetenlerden yardım toplanmaya başlandı. Elbette ki bu yardımlar, devletimizin paraya ihtiyaç duyduğundan değildi. Zira devletin bu süreçte halka dağıttığı yardım paketlerinin yanından bile geçemez. Merkez bankasının para basacağı haberi bile enflasyonu tırmandırır, döviz kurları tavan yapar. Kısa vadede işimizi goörse de orta ve uzun vadede bizi köleleştirir. Hazır yardım kampanyası demişken şunu da hatırlatmakta fayda var. Zamanında hükümet tarafından desteklenerek zengin edilen, vergi borçları silinen/indirilen o büyük zat-ı muhterem iş adamlarımızı da bu yardım kampanyalarında görmek istiyoruz. Yalnızca o malum inşaat şirketi/firması, silinen vergi borcunun yarısını bağışlamış olsa -ki bu yüz milyonlarca TL eder- ve bu hareketiyle çevresine örnek olarak yeni katılımcıları beraberinde getirse fena mı olur? Yıllarca bu ülkenin, bu milletin sırtından para kazanan bu şirketler/holdingler neden sessizler? Son 10 yılda Türkiye'nin en zenginleri arasına girenler -ki vergi rekortmeni olarak görülmekten utanç duyarlar- neden piyasada yoklar? Unutmasınlar ki bu milletin toplumsal hafızası kuvvetlidir. Bunlar unutulmayacaktır. Devletimiz ve hükümetimiz canhıraş çalışırken bunların yan gelip yatmalarını toplum affetmeyecektir.

Böyle kriz dönemleri ülkelere kendi kendine yetmeyi öğretir. Birlik ve beraberliği sağlayarak dışa bağımlılığı azaltır. Geçen hafta ki yazımızda işbaşı yapacak olan çiftçilerimize bahsetmiştik. Bunu tekrar ediyorum. Yaşanan küresel buhran sürecinde bütün ülkelerde tarım ve hayvancılığa verilen önem artacak. Çünkü temeldeki en büyük üretim alanlarımız tarım ve hayvancılıktır. Bu süreçte hükümetin çiftçilere desteği artmalı ve denetimleri de en üst düzeyde tutulmalıdır. Milletimiz âriftir. Kendini düşmana ezdirmez. Kışı geçirir, yediği ayazı unutmaz. Biz bu günleri elbet Allah'ın yardımıyla atlatırız. Sonrasında dünya siyasetindeki rolumuz için bu günler önem arz etmekte. Bu süreçte devletler batabilir, hükümetler değişebilir, birlikler dağılabilir. Ne olursa olsun artık yeni bir düzenin geleceği kesindir. Yeni düzenden büyük payı almak için bu günleri kullanacaz. Bugün ekecez, yarın biçecez. Rabbim irfânımızı arttırsın.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Alper Korkut - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Sonsöz Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Sonsöz Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Sonsöz Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Sonsöz Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Anket Malatya Büyükşehir Belediye Başkanlığı İçin Kime Oy Vereceksiniz?
Tüm anketler