İnsanoğlu sadece genlerden oluşan bir varlık değildir. Genler gibi insanoğlunun maddi varlığının yanında manevi varlığı da söz konusudur. Bu manevi yan görünmez ama bizim kişiliğimizi oluşturur. İnsanoğlu da bu ikisinin tamamıdır, aslında bizi biz yapan unsurlardır bunlar. Bir insana bakarak, onu gözlemleyerek, onun neler yaşadığını veya nasıl bir kişiliğe sahip olduğunu az çok tahmin edilebilir, yaşadığı topluma adapte olabiliriz.
Evet, tıpkı genler gibi insanoğlu da geçmişten günümüze hayatını hep atalarının izinden giderek idame ettirmiştir. Duygularını, düşüncelerini, yaşayış biçimlerini, mutluluklarını, üzüntülerini, değerlerini, ahlakını ve daha sayamadığımız birçok şeyini hep onlardan almıştır. Sadece almakla kalmamış gelecek nesillere de aktarmıştır. Bunlar ister olumlu ister olumsuz olsun.
Hani bazen duyarız ya ‘annesi gibi mütevazi, anasına bak kızını al, babası gibi ketum, babası gibi şefkatli, annesinin kızı, babasının kızı, tıpkı güzelliği gibi ahlakını da ondan almış ’ vs. cümlelerini işte onlarda tam olarak bu konuya yani hayatımızın kodlarına dikkat çekiyor.
Hayat kodlarımız olmuştur onların yani atalarımızın, toplumumuzun bizi yetiştirme tarzları, sözleri, düşünceleri, davranışları ve kısaca yaptıkları her şey. Hatta yaşadıkları her şey. Fakat bunu birçoğumuz fark etmez.
Fark edilen genelde hayatımızda kötü giden şeylerdir. Fark edilmeyenler ise mutluluklarımız, iyi giden şeylerdir. Eğer mutluysak neden mutlu olduğumuzu genelde sorgulamayız. Ama ya mutsuzsak işte durup bir düşünürüz bakarız neden diye, araştırırız, hatta bu mutsuzluğu gidermek için elimize gelen her şeyi de yaparız. Misal kendimizi şansız görüyorsak geçmişte de şansız biri var mı diye irdeleriz. Aileden biri farklı bir göz rengine, ten rengine sahipse dönüp geçmişe bakarız. Çok duygusalsak ailede başka kim duygusal diye bakarız bu ve benzeri örnekler çoğaltılabilir.
Diğer yandan bakarız ki hayatımıza yön veren sadece biz değilmişiz atalarımızdan aldığımız kodlarımız da çevre de etkenmiş. Hele ki anne ve baba tavrı. Genelde onların öfke duyduğu ama öncesinde bizim öfke duymadığımız meselelere bir bakmışız öfke duyar hale gelmişiz, yönlendirilmişiz farkında bile değiliz, sindirmişiz onu.
Eğer kişiliğinizi seviyor içinde bulunduğunuz durumu da seviyorsanız sorun yok ama bir çıkış yolu arıyorsanız, pişmanlıklarınızsa yaşadıklarınız hayatınıza yön veren kodlara çeki düzen vermek de yine sizin elinizde. Yeter ki siz isteyin her şeyi çok başka hale getirebilirsiniz. Ama unutulmamalıdır ki atılan her adım hem iyi hem de kötü sonuçlar getirebilir.