Türkiye’yi bugüne kadar hep dışarıya mahkum ettiler. Sadece savaş teçhizatları konusunda değil her alanda dışa bağımlı bir devlet inşa ettiler.
Kimler mi? Malum muhalefet. Bu muhalefet bugün olduğu gibi geçmişte de yeniliklere, yapılara, projelere, ilerlemelere, bağımlılıktan kurtulmaya karşıydı...
İstedikleri şey çok açık, dışa bağımlı, içe kapanık, anti ilerici bir Türkiye. Bugün ise bu başarılara ve ilerlemeye burun kıvırıp karşı çıkmaları bize çok yabancı gelmiyor...
Türkiye bugün artık kendi silahlarını üreten, kendi içinde yenilikçi ve dışa açık bir politika izliyor.
Türkiye’nin İHA, SİHA ve TİHA’larla dünyada nasıl bir konumda olduğu ortada. Bu başarıya kulaklarını tıkayanlar, bugün Türkiye’nin her alanda zincirini kırdığını müşahede ediyor...
Onlar istese de istemese de Türkiye eski Türkiye değil artık. Çok daha güçlü, ilerici, gelişmiş, kendi ayakları üstünde duran, kendi savaş silahlarını üreten, kimseye muhtaç olmayan bir konumda...
Elbette hala düzeltilmesi, yenilenmesi gereken konular ve sorunlar var. Ekonomik alanda yeni adımlar ve döviz konusunda dışa bağımlı bir ülke olmaktan çıkmalıyız...
Gerçi durumu bile kendi lehine kullanan muhalefet, gittiği her yerde bu sorunları ağzından düşürmüyor ve her seferinde hükümeti bu konular üzerinden vurmaya çalışıyor...
Halbuki bu başarıdan bir payı kendine alma şansı da vardı. Eğer ülkede yapılan her yeniliğe, projeye destek vermiş olsalardı, bugün bu başarıdan kendilerine bir pay çıkarma hakları olurdu.
Bunu yapmadıkları gibi bu başarıyı tökezlemek, küçük düşürmek ve görmezden gelmek için ellerinden geleni yaptılar...
Muhalefetin bugüne kadar ki ihaneti, düşmanlığı, dış ülkelerin uşaklığına soyunma, devlet sırlarını satma, devleti düşman gibi gösterme ve halkın değerlerini aşağılamasaydı, belki bir parça da olsa iktidar olma şansları olurdu. Kim bilir belki iktidar ile ortak bir hükümet bile kurabilirlerdi...
Onlar bu zihniyetten çıkamadıkları gibi, halk bu konuda hiçbir zaman onlara güvenemedi, devleti yönetme yetkisini onlara vermedi. 20 yıldır aynı yüzdelikte kalmaları, bir adım ileri gitmemeleri bu durumu daha iyi açıklıyor...
Tüm bunlar bir yana kendi kendini yalanlayan bir muhalefet var karşımızda. Dün doğru dediklerine yanlış, iyi dediklerine kötü diyecek kadar yüzleri kızarmaz, utanmaz ve uslanmaz bir zihniyetten bahsediyorum...
Türkiye bugün böyle bir muhalefete rağmen, daha iyilerine, daha büyük yeniliklere, daha iyi gelişmelere açıktır. Bunları gerçekleştirirken yine muhalefetin engeline, düşmanlığına ve köstekliğine maruz kalacaktır.
Ama bu halkın iradesini ve ülkenin ilerleyişini yıkmaya yetmeyecektir. Mani olamayacaklar, durduramayacaklar, engel olamayacaklar. Muhalefet böyle davrandığı sürece her seçimi kaybetmeye mahkumdur. Hiçbir seçimi kazanamayacaktır. Bir seçim nasıl kaybedilirin sorusuna bu yeterli bir cevap değil midir sizce?