Malatya Foto Spor, Yusuf Uğrar'ın Hikâyesi (2)

Foto Spor Müessesesi, Yusuf Uğrar'ın kendi kaleminden hikâyesi. Uğrar ilk fotoğraf çekmeye başlama Foto Spor Müessesenin kurma hikayesini ise şöyle anlatıyor: " Foto Spor müessesini 1959 yılında kurdum. Kendi yaşamımı daktilo makinesi ile yıllar sonra yazarak anlattım. Benim fotoğrafçılığa merakım 1955 yılında başladı. Fakir bir ailenin çocuğuydum. Çaputtan yaptığımız topla futbol maçı yapardık. O sıralar sekiz poz çeken bir kutu makine aldım. Bu makineyle takım arkadaşlarımın fotoğrafını çeker, az da olsa bir para kazanırdım. 1956 yılında, Dörtyol'da Foto Hilal isim altında fotoğrafhanesi bulunan Merhum Kemal Bener'in yanında çırak / kalfa olarak çalışmaya başladım. Kısa bir müddet sonra , yine aynı mahallede fotoğrafhanesi bulunan Foto Sevim Şefik Kapucu'nun yanına geçtim.

Askerliğimi biran önce yapıp para kazanmam gerekiyordu. Yaşımı üç yaş büyüterek askere gittim. Görevim İzmit 24. Tümen Karargahında idi . Tümenin ekmek dağıtımını ben yapıyorum, kutu makineyle güzel fotoğraflar çekip hiç olmazsa cep harçlığımı çıkarıyordum.

Malatya'daki çalışmalarım ,karanlık oda deneyimini artırmıştı. Bu sayede birliğine yakın bir mahalde fotoğrafhanesi bulunan Mehmet Yılmaz beyle tanıştım. Ara sıra gidip kendisine yardımcı oluyordum. Güvenini sağlamıştım. Terhis olunca Mehmet Yılmaz beyin yardımı ile İzmit - Gölcük'te ilk fotoğrafhanemi açtım. Askerlik yaptığım birliklerde ki komutanlarının ve asker arkadaşlarımın sevgi ve güvenlerini kazanmıştım. Gölcük'te ki fotoğrafhaneyi Mehmet Yılmaz ustam hazırlamış, terhisten sonra da bana bırakmıştı. Burada bahriyeli askerler çoğunluktaydı. İşlerimde iyiydi. Gece gündüz çalışıyordum. Annemden aldığım bir mektup da acilen dönmem isteniliyordu. Annem rahatsızlanmıştı, devamlı tedavi görüyordu. Mecburen döndüm. Malatya'da Foto Aile Nuri Gölge merhumun iş yerinde çalışmaya başladım. Nuri Usta çok iyi bir insandı. Beni de çok severdi. O ara fotoğrafhaneyi damadı Cemal çalıştırıyordu. Cemal'le anlaşılmadığımdan ayrıldım.

Askerde iken AGfa marka orta halli , 36 film çeken bir makine almıştım. Tek sermayem o idi. O sıralar Gazeteci Bahattin Erdem, kırtasiyeci Recep bey Foto Sümer isimli fotoğrafhaneyi açmışlardı. İkisi de mesleğin yabancısıydı. Bana çalışma teklif ettiler. İzmit'teki ustamı Malatya'ya davet ettim. Geldiler, ustam stüdyo işleri ile uğraşırken ben de şipşak çekimleri yapıyordum. Malatya'daki tüm sosyal aktiveleri takip ve oralardaki fotoğrafları çeker oldum. Tüm futbol maçlarının fotoğraflarını ben çekiyordum. Bazı maçlara geciktiğim oldu. Öyle bir muhit edinmiştim ki maçlar ben gidinceye kadar başlatılmıyordu. Tabi bu durum özel maçlarda hakemin rızası ile oluyordu. Malatya'da üç tane balo ve düğün salonu vardı. Bunlar; Orduevi, Sümerbank fabrikası ve Şeker Fabrikası salonlarıydı. Bu ara Foto Sümer el değiştirmişti. Fotoğrafçılığı iyi bilen Cemal Gülpınar'a geçmişti. İşler o kadar iyiydi ki şipşak işlerine yetişemez oldum. Diğer salonları yavaş yavaş bıraktım. Tercihim muhitinde sevildiğim Şeker Fabrikası oldu. Şeker Fabrikasında yapılan bütün etkinliklerin tek fotoğrafçısı bendim artık. Cemal Gülpınar iyi bir usta, iyi bir esnaftı. Gelişmemi sağladı. Ustalaşmamı Cemal beye borçluyum.

Foto Spor ismini taşıyan ilk fotoğrafhanemi , Cemal Ustanın yardımlılarıyla dört yol semtinde ve ana caddeye bakan bir yerde açtım. Küçük ama sevimli bir fotoğrafhane idi. Nevzat Dedik, Dilaver Uyanık, Celal Yalvaç, ve benzeri arkadaşlarımla birlikte renkli fotoğraf ve kamera çekimi üzerinde çalışmaya başladım. İlk film banyosunu Malatya'da ben yaptım. Birkaç yıl içinde işlerim gelişti. Dörtyol'daki yer ufak gelmeye başladı, yetersiz kaldı. İşyerimi Hükümet binasının yan tarafındaki Atmalı sokaktaki yeni yerime naklettim. Burası fotoğrafhane olmaya çok müsait ve büyüktü. Gereken tadilat yapıldıktan sonra, oldukça lüks bir fotoğraf stüdyosu halini almıştı. Çalışmalarımız burada bütün hızı ile devam etti. Yine ilk dia filim banyosunu bu stüdyoda yapmayı başardık. 19 Mayıs törenlerini 35 mm'lik eski iptidai bir kamerayla filme çektik. Negatif olan bu filmi, yine negatif filme tab metoduyla nakletmek ve aynı akşam Renkli sinemada oynattım. Seyirciler şaşkınlık içindeydi.

Yine Malatya'da ilk defa dia filmleri ile reklam programlarını gerçekleştirdik... Seslendirmeyi Dilaver Uyanık üstlenmişti. Yıllarca Renkli Sinemada bu programları sürdürdüm.

Sahalarda fotoğraf çektiğim ilk yıllarda , oyuncular genellikle " Spor Foto kardeş benim de fotoğrafımı çek" diye hitap ederlerdi. Ben fotoğrafhanemi kurduğumda bu ismi benimsedim. Fotoğrafhanemin ismini ' Fota Spor' koydum."

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Fikri Demirtaş - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Sonsöz Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Sonsöz Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Sonsöz Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Sonsöz Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Anket Malatya Büyükşehir Belediye Başkanlığı İçin Kime Oy Vereceksiniz?
Tüm anketler