Abbas Güçlü'den Malatya Deprem Gerçeği

Yazısına, Malatya’nın geniş bir kültürel ve tarihi geçmişe sahip olduğunu vurgulayarak başlayan Güçlü, kentin sadece kayısıyla anılmasının yetersiz olduğuna işaret etti. Güçlü, Malatya'nın, İsmet İnönü ve Turgut Özal gibi önemli devlet adamlarının memleketi olduğunu, bilim dünyasına en çok profesör kazandıran şehirlerden biri olarak öne çıktığını hatırlattı.

Ancak Güçlü'nün asıl vurgusu, 6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremler oldu. "Asrın felaketi" olarak adlandırılan bu depremlerde, Malatya'nın da derin yaralar aldığını belirtti. Güçlü, kentteki ölü sayısının diğer şehirlere kıyasla daha az olmasına rağmen, binalarda meydana gelen hasarın boyutlarının inanılmaz olduğunu dile getirdi. Binlerce bina yıkılırken, binlercesi de ağır hasar aldı.

Yetersiz İletişim ve Destek Eksikliği

Güçlü, depremin ardından yerel yöneticilerin, felaketin boyutlarını kamuoyuna ve özellikle Ankara'ya yeterince iletemediğini ifade etti. Koordinasyon için dönemin Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un görevlendirildiğini ancak yapılan ziyaretler ve verilen vaatlerin gerçeğe dönüşmediğini belirtti. Aradan geçen 1.5 yıla rağmen, 70'ten fazla konteyner kentte hâlâ 120 bin depremzede yaşamını sürdürüyor. Ağır hasarlı binaların yıkılmayı beklediği, yeni konutların yapılması konusunda ise belirsizliğin hâkim olduğu aktarıldı.

"Moral ve Motivasyon Sıfır"

Güçlü, Malatya’da halkın moral ve motivasyonunun sıfır olduğunu, verilen sözlerin yerine getirilmediğini vurguladı. Üstelik dönemin valisi ve belediye başkanının değişmesine rağmen sorunların çözülmediğini; müteahhitlerin kısa süreli hapis cezalarının ardından yeniden inşaatlara devam ettiğini belirtti. Ağır hasarlı binaların orta hasarlı olarak sınıflandırıldığını ve biraz güçlendirme ile yeniden pazarlanmaya çalışıldığını ifade etti.

"Depremin Sonuçları İnsan Odaklı"

Son yıllarda yapılan binaların yarısının ya tamamen yıkıldığını ya da oturulamaz hale geldiğini belirten Güçlü, bu yıkılan evlerin kredi borçlarının hala talep edilmesinin trajik olduğunu söyledi. Yaşanan felaketin görünürde doğa kaynaklı olduğunu, ancak asıl nedeninin insan kaynaklı olduğunu vurgulayan Güçlü, halkın bu durumu dile getirememenin çaresizliği içinde kıvrandığını belirtti.